İnternette yurtdışı imkanları araştırırken Amerika, Kanada, Almanya, Avusturya, İngiltere ve Finlandiya derken geçmiş yıllarda yapılmış bir burs müracaat duyurusu ve mülakat sonuçları listesine ulaştım. Rusya'da eğitim almak nasıl bir şey olabilirdi? Sınav adil mi yapılıyordu? Sınavın Rusça olan kısmı ne kadar zordu? Daha bir çok soru aklıma gelmekte iken konuyu aileme açtım. Geçmiş tarihli bir sınav duyurusu gördüğümü ve bir fırsatı kaçırdığımı esefle anlattım.
Böyle bir konuyu ailesine haber veren her Türk evladı gibi üniversiteden eve açtığım her telefonda "aman bu sene olacak sınavı takip et", "aman kaçırma", "kazanamazsan bile, yine de başvuru yap", "en kötü ihtimal tecrübe olur" gibi ikna kabiliyeti yüksek cümlelere muhatap oldum.
Sınav duyurusu için beklenen 7 ay gibi bir sürede ise düzenli olarak Rusça çalıştım. Okula giderken, otobüste gidiş-geliş yolunda Rusya siyasetinin uzun ve bitmek bilmeyen konuşmalarını mp3 formatında dinleyerek kelime hazinemi geliştirmeye çalıştım.
Tolstoy, Dostoyevski, Turgenyev, Puşkin, Soljenitsin, Boris Yeltsin gibi bir çok ismin eserlerini okumaya çalıştım. Moskof ile Rus algısı arasında gidip gelen iki ülke münasebetlerinin yansımalarını hissetmek ve bazı kelimelere daha fazla anlam yüklendiğine tanık olmak heyecan vericiydi...
Deli ile Büyük olma arasındaki küçük çizgiye takılıp kalan Petro başta olmak üzere, benzer tarihsel yolculuk serüveni yaşayan iki toplumun değerlerini anlamaya ve kıyaslamaya çalışırken mülakat için başvuru zamanı geldi. Ailemin "hatırlatıcı" nitelikteki telefonlarından birisine "şimdi açıklandı ilan" şeklindeki yanıttan sonra heyecanla başvurumu yaptım.
Kendi kendime devam ettiğim Rusça çalışmaları daha da hızlı ve stresli hale geldi. Acaba yapabilecek miydim?
İsmimin anons edilmesi ile asıl olaya gelmişti sıra...
Selamlaşmalar eşliğinde yerime oturdum. Tanışma faslında "neden Rusça?" ,"niye Rusya?", ve "sizin üniversitede Rusça dersi yokmuş, nasıl öğrendin o halde?" gibi sorular eşliğinde başlayan mülakat, edebiyat, spor ve ülke bilgisi gibi çeşitli alanlara yöneldi.
Mülakat jürisinin Rus tarafı da Rusça olarak sorular sormaya başladı. "Povtorite pojalusta" diyerek heyecan ve dile henüz tam hakim olamamanın verdiği stres ile soruların tekrar edilmesine yönelik ricalarla derdimi anlatabildim.. Ya da anlatmaya çalıştım..
Nihayet mülakat süreci sona erdi ve diğer adayın ismini anons etmemi istediler.
Korku, heyecan, stres, hüzün ve umut arasında gidip gelen duygusal anlarım yerini sınav sonuçlarının açıklanacağı günü merak etmeye bıraktı.
Uçak düşürme hadisesi ile ulusal onuru zedeleyici bir tahriğe gerek var mıydı bilmiyorum. Bu imkandan yararlanan sıradışı yeteneklerin kendilerini gerçekleştirmesine ve birer kültür elçisi olmalarına neden taş konur ki? Umarım bir iyileşme süreci gerçekleşir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder