15 yaşında elektrikle ilgilenmeye başlayan Konosuke, Osaka Electiric Light Company’de çalışmaya başlar. Kariyer basamaklarını hızlı bir şekilde tırmanan Konusuke müfettiş olur. O, kendi işini kurmak istemektedir. Bu nedenle 7 yıl çalışmış olduğu Osaka Electric şirketinden 1918 yılında istifa ederek kendi şirketi olan Matsushita Electrical Company’yi 50 dolar sermaye ile kurar. Şirket duy ve priz modelleri üretmektedir. 3 aylık bir üretim döneminden sonra piyasada başarılı olamaz. Düşük gelir nedeniyle çalışanlarının çoğunu işten çıkarmak durumunda kalır. Sonunda eşi ile beraber yalnız kalır.
Umudunu kaybetmeyen iş adamına sonraki süreçte yüklü miktarda siparişler gelir. Ürünlerin kaliteli olması müşterilerinin hoşuna gitmiştir. Konosuke, müşterilerle ilgilenmek gerektiğini, sürekli olarak yeni ürünler geliştirmesi ve elindeki ürünleri de mükemmelleştirmesi gerektiğini anlar.
Şirketin yükselişi 1922 yılında mümkün olur. Müşterilere bisiklet farı ve pil satmaya başlar. Piyasada ilk zamanlarda bu ürünlere şüphe ile bakılmakta ise de daha sonraları ürünler çok popüler olur. Bazı ürünler evlerde kullanılmaya başlanmıştır. Konusuke, masa lambası üretmeye başlar. Böylece ilk markası olan “national” doğmuş olur.
Matsushita Electric Company, bir sonraki adımını Philips Şirketler Grubu ile işbirliği yaparak atmıştır. Bu işbirliği çerçevesinde radyo ve televizyon ürünleri üreteceklerdir. Sonuç olarak Matsushita Electric Company’nin yeni markası doğmuş olacaktır: Panasonic.
Konosuke Matsushita, şirketi 1980 yılının ortalarına kadar yönetir ve iş dünyasında bir kült haline gelmiş olur. Günümüzde Matsushita Electric Industrial şirketi yaklaşık olarak 50 ülkede temsilciliğe sahiptir.
Matsushita 27 Nisan 1989 yılında hayata gözlerini kapamıştır.
MATSUSHITA’DAN BAŞARININ İLKELERİ
Henüz Türkçe olarak basımı yapılmamış olan Başarının İlkeleri isimli kitabında Konosuke Matsushita iş hayatındaki tecrübeleri doğrultusunda çeşitli tavsiye ve tespitlerde bulunuyor. Bunlardan bir kısmı derlenerek istifadenize sunulmuştur.
*Eğer siz akıllıca ve gerçekçi olarak bir şeyler yapıyorsanız, yağmur yağdığında şemsiyeyi açmak gibi, bu sizin işinizin yeşerip gelişeceği anlamına gelir.
*Toplumun her şeyi görebildiği gerçeği ile mutabık kalınız. Eğer siz bunu kabul etmeye hazırsanız başarı sizi bekliyor.
*Eğer siz işinizi akıllıca fikirler ve doğru metotlar yardımı ile yönetirseniz amacınıza ulaşırsınız.
*Yolun yarısında durmazsanız başarıyı elde edeceksiniz.
*İnsanlar doğru hedefi seçmeleri, uygun metotları kullanmalarına ve ısrarla çalışmalarına rağmen başarısız olmalarının nedeni yolun yarısında durmalarından kaynaklanmaktadır.
*Nasıl ki iş dünyasında başarısızlık kötü günlerin izleri değilse, başarı da güzel zamanlar sayesinde gelmez.
*İşletmenin kar elde etmesi örgütün sosyal sorumluluğunun bir parçasıdır. Kar yoksa toplum önünde işlenmiş bir suçtur.
*Her şey değişiyor. Toplumumuz, örgütler ve hatta insanların kalp ve fikirleri değişmektedir. İş dünyası toplumdaki değişimlere ayak uydurmak zorundadır ve sürekli olarak yapmış olduğu çalışmalarında, işinde en iyiyi yapmak adına gayret etmelidir. Bugün dünden iyi, yarın ise bugünden iyi olmalıdır. Her gün değişim hakkında taze fikirlerle iş başlayan bir şirket, başarılı olacak ve gelişecektir.
*Her hata içerisinde başarının bir zerresi bulunmaktadır. Her başarı ise başarısızlık tehlikesi ile yüklüdür.
*Güveni kazanmak zaman ister, kaybetmek ise her an mümkündür.
*Bütün çalışanlarınıza saygı ve ilgi gösterebilmelisiniz.
*İş dünyasında sporda olduğu gibidir, son dakikalarda kazanabilir veya kaybedebilirsiniz.
*İçerisinde problemler hakkında bir kelimenin geçmediği raporların kendileri problemin öncüleri olarak ortaya çıkmaktadır.
*Ödüllendirme ve cezalandırma, çok hassas bir sorundur. Küçük darbeler uzun süreli, düşünülemeyen sonuçlara neden olurlar. Etkili bir biçimde uygulanan ödüllendirme ve cezalandırma örgüt içerisinde bir düzen olmasını desteklemektedir. Bu yetenek de yoksa lider başka neyi yapabilir ki?
*Yıldız olmak herkesin kaderinde olmasa da, kendinizi işinize tamamen verirseniz, kuşkusuz, kendi alanınızda iyi bir uzman kişi olacaksınız.
*Nasıl bir futbolcu (ya da oyuncu) takım oyununu tek başına oynayamazsa, aynı şekilde siz de işinizi yalnız olarak yapamazsınız.
*Gerçek bilgelik hiçbir yerden gelmemektedir, durmaksızın gösterilen gayret sayesinde kan ve ter ile elde edilmektedir.
*Eğer çalışırken, kendi işinizin patronu olduğunuzu farz ederek çalışırsanız, işinize olan yaklaşımınız değişecek ve çalışmanızın sonuçları iyileşecektir.
Bu yazım ilk olarak Haber Direkt sitesinde yayımlanmıştır.
Kaynak: https://www.haberdirekt.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder