Prof. Dr. Mustafa Said Yazıcıoğlu:
“Akademik Başarı ve Hayat Becerileri”
Kasım 2018'de yapılan “Akademik Başarı ve Hayat Becerileri” dersinin öğretim üyesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Said Yazıcıoğlu idi.
Prof. Dr. Yazıcıoğlu sözlerine, teknolojik gelişmelerin ne kadar hızlı olduğuna değinerek başladı: “Günümüzde önü çok açık bir teknolojiyle karşı karşıyayız. Robotik teknolojideki gelişmeler inanılmaz boyutlara ulaştı, robotik cerrahi var mesela. Bu yazılımı yapan da bilgisayara yükleyen de insan aslında ama ürettiği mekanizma bir süre sonra onu aşıyor. Şu anda bilim kurgu gibi görünen bazı olaylar, yakın gelecekte hayatımıza girecek. Bu gelişmeler bir yandan yaşamı kolaylaştırırken bir yandan zorlaştırıyor; çünkü yaşam çok karmaşık bir hal aldı. Eskiden hayat daha basitti, cep telefonumuz yokken rahattık. Kendi işlerimizi kendimiz görüyorduk, şimdi ise teknolojiye bağımlı hale geldik. İşte böyle bir gelecekle karşı karşıyasınız. Bu gelişmelere ayak uyduramayan birtakım meslekler yok olurken, bir kısım meslekler öne çıkacak. Eğitim hayatının başında işi ne kadar sıkı tutarsanız o kadar başarılı olursunuz. İçinde bulunduğunuz dönemin kıymetini bilin, zamanınızı iyi değerlendirin. ‘Hele şu okul bir bitsin’ derseniz büyük oranda kayıptasınız. Bu günlerin avantajını bir daha bulamayacaksınız, zaman su gibi akıp geçiyor. Biz bunları yaşadık, sizinle paylaşıyoruz. Sizin bunu tekrar tecrübe etmenize gerek yok. Deneyimlerden yola çıkarak kendinizi geliştirmeniz lazım. Bunu kuru bir nasihat olarak almayın. Eğitimde çok okumak önemli. En çok kitap okuyabildiğiniz ve etkinliklere katılabildiğiniz bir dönemdesiniz. Mezuniyet sonrası hayatın koşturmacasına kapılınca fırsat bulamayacaksınız.”
Dekan Bey, konuşmasında işine sahip çıkmanın, işini layıkıyla yapmanın önemine şöyle değindi: “Çalıştığınız işin hakkını vermelisiniz. Bir kere şunu unutmayın: İşin büyüğü, küçüğü olmaz. Her iş kendi çerçevesinde önemlidir. İnsan yaptığı işi seviyorsa, benimsiyorsa hakkını verir, başarılı olur. İşinizin hakkını vermediğinizde büyük bir manevi sorumluluk yüklenirsiniz. Yaptığınız işin hakkını vermezseniz ondan etkilenenler mağdur olur, zarar görür. Olumsuzluklar sadece haksızlığı yapan kişiye değil, o kişiyi o vazifeye getirene de döner. Mesele, işin esasını kavrayıp o esasın hakkını verebilmektedir. İnsan iyi niyetle çabalarsa sonuç da başarılı olur.”
Prof. Dr. Mustafa Said Yazıoğlu’nun öğrencilerimize verdiği bir başka tavsiye, onların hayattaki duruşlarıyla ilgiliydi: “İnsan, emeğinin karşılığını alması gereken bir varlıktır. Aynı zamanda her türlü ortama kısa sürede uyum sağlayabilir ama uyum sağlamak, her şeye boyun eğmek değildir. Yaşamda bir saygınlığınız, duruşunuz olmalı, omurgalı olmalısınız. Kişilik sahibi olmak, insana saygı kazandıran bir haslettir. Kişilikli insan sağlamdır, çünkü donanımlıdır; kimsenin karşısında eğilip bükülmez, birilerine yaranmak için insana yakışmayacak tavırlar içine girmez. Hayatta isteyen değil, istenen olmak lazım. İşini iyi yaparsan mutlaka birileri seni bulur. Bir makama geldiğinizde asıl önemli olanın, o makamdan güç almak değil; o makama güç katmak olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Görev sorumluluğunun ağırlığını her zaman omuzlarınızda hissetmelisiniz. Hangi makamda olursanız olun, göreviniz bittiğinde nasıl anılacağınız, insanlarda nasıl bir izlenim bıraktığınız önemlidir; çünkü hayat gibi, her şeyin bir sonu var. Hiçbir makam da insana baki değildir.”
Dekan Bey, eleştirel bakış açısı edinmenin önemini şöyle vurguladı: “Biz toplum olarak söyleniriz de söylemeyiz. Kendi kendine söylersen bir şey olmaz. Yeri geldiğinde eleştireceksin. Yalnız eleştiri ile hakareti birbirine karıştırmamak lazım. Eleştiri yapabilmek için de konuya hâkimiyet gerekir. Bir konuyu derinlemesine tartışabilecek bilgi birikiminiz olsun. Usulünce tartışmaktan korkmayın, bu tartışmalardan kalite doğar.”
Said Yazıcıoğlu, konuşmasında çevreyi korumanın önemine de değindi: “Çevre, duyarsız olduğumuz konulardan biri maalesef. Evimizi tertemiz yapıyoruz ama sokağımızı kirletiyoruz, denizlerimiz berbat; dünyayı eskittik. Elindeki çöpü yere atmak için kötü niyetli olmak lazım, marazi bir hal çünkü bu. Çevremizi temiz tutmanın önemini aklınızdan çıkarmayın.”
Bilgiyi sorgulamanın özellikle gençler için çok önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Mustafa Said Yazıcıoğlu, bu konuda şunları söyledi: “Bir şeye inanmadan önce edindiğiniz bilgiyi sorgulayın. Her söyleneni hap gibi yutmayın. Bir davranışı, gerekçesini ve nasıl sonuçlanacağını bilmeden, düşünüp taşınmadan benimsemeyin. Bizim dinimizde birine körü körüne bağlanmak yoktur. Cenabı Allah Kuran’da; ‘Bakmaz mısınız?’, ‘Görmez misiniz?’, ‘Bilmez misiniz?’, ‘Düşünmez misiniz?’ diyerek insanı devamlı düşünmeye, tefekkür etmeye sevk eder. Aklını, benliğini, her şeyini birine teslim etmek büyük vebal gerektirir; ama maalesef insanımızda böyle bir meyil var. İslamiyet’te Rabbinle direkt bağ kurabiliyorsun, başka birine ihtiyacın yok. Dikkatli olun, mecrasından sapmış söylemlerin peşinden gitmeyin. Dini sömürmeye çalışanlara karşı uyanık olmak ve dinin ruhunu, özünü anlamaya çalışmak için okuyup araştırın. İki illetten kurtulmak gerekir: 1) Dini anlamda benliğini kimseye teslim etmeyeceksin. Bu şekilde ebedi mutluluğa ulaşacağını zanneden aldanır. Bunun ağır vebali vardır. 2) Bir lider gelecek, ülkeyi düzeltecek, diye beklemeyeceksin. Lider tek başına ne yapabilir? Herkesin, üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmesi gerekir; ancak böyle bir durumda dürüst bir lider, iyi bir yönetimle ülkeyi kalkındırır.”
Hocamız son olarak bir öğrenciden gelen soruya cevaben şunları söyledi: “Dinin çocukluktan itibaren şekil ve kalıplara sokulmadan, işin özüne sadık kalınarak anlatılması gerekiyor. Din dili çok önemlidir. O dilin artık günümüzdeki gençlere hitap etmediği görülüyor maalesef. O zaman yeni bir dil geliştirmek, yeni terminolojilerle gençlere ulaşmak lazım. Diyanet, yapısı gereği tutucu bir kurumdur, öyle de olması gerekir ama birtakım açılımları da yapabilmek zorundadır. Elbette orada çalışanlar, dine aykırı bazı cereyanların varlığından haberdarlar ve buna kafa yoruyorlar. Gençlerin kendilerini ifade edebilmeleri için sorularına makul karşılıklar alabilmesi gerekiyor. Böyle olmayınca ne yazık ki nesiller arasındaki bağlar kopuyor.”
Keyifle dinlenen dersin sonunda öğrenciler, Prof. Dr. Mustafa Said Yazıcıoğlu ile tanışmaktan ne kadar mutlu olduklarını dile getirerek salondan ayrıldılar.
Kaynak:
https://www.ticaret.edu.tr/Haberler/Detay/id/1028
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder