Prof. Dr. Muhan Soysal Anısına: "Lise Bitirmek İçin Yıllara Gerek Yok"
Bir genç öğretim üyesi, "bir insanın lise kültürü için 11 yıl yerine sadece üç yıl okuması kafi gelir" diyor... Dr. Muhan Soysal, "Programlı Kendi Kendine Öğrenim" sistemini uygulamak için gönüllü köy arıyor...
"Bana sadece okuma yazma bilen bir kişi verin, yaşı ne olursa olsun, üç yıl içinde onu, üniversiteye devam edebilecek kültür seviyesine getireyim."
Bu iddiayı ileri süren kişi, elinde sihirli değneyi olan bir sihirbaz değil, fakat elinde denenmiş, sonuçları alınmış bir eğitim programı olan genç bir üniversite öğretim üyesidir. Muhan Soysal, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İdari İlimler Fakültesi'nde yardımcı profesördür. Doktorasını yapmak üzere bulunduğu Amerika'da "Programlı Kendi Kendine Öğrenim" sistemini incelemiş ve bu sistemi Türkiye'ye getirerek uygulamaya başlamıştır. "Bu sistemin özelliği, öğrenim süresince izlenecek kitabın yazılış tekniğidir." diyor Dr. Muhan Soysal. "Bu kitabı izleyen bir kişi, bilgi seviyesi ya da zeka derecesi ne olursa olsun, en yabancısı oldukları bir konuda bile, kendi kendine kolaylıkla öğrenebilmektedir."
Ruh bilimcilerin işbirliği ile, o konunun uzmanları tarafından hazırlanan bu özel kitaplardan birkaçını ben de gördüm. Kitaplardaki konular, "çerçeve" adı verilen paragraflar halinde, sayfanın dörtte üçünü kaplayacak şekilde yazılmıştı. Birinci paragrafta anlatılmak istenen konunun "ilk adım"ı yer alıyor. Mesela, "Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak bastı" deniliyor. İkinci paragrafta cümle bir kelimesi eksik olarak yayınlanıyor.
Şöyle yani:
"Atatürk ..........'da Samsun'a ayak bastı.
Öğrenci, bir önceki cümleye bakmadan, ikinci cümledeki bu eksik bölümü tamamlıyor. Sonra da sayfanın, dörtte üçünü kaplayan ve üzerini bir kağıtla kapattığı bölümdeki "19 Mayıs 1919" kelimelerine bakıyor. Cevabı doğru yazmışsa, öğrenci üçüncü paragrafa geçiyor. Bu paragrafta ise aynı cümle, bu kez başka bir kelimesi eksik olarak yer alıyor:
"Atatürk, 19 Mayıs 1919'da .............'a ayak bastı."
Ve paragraflar bu şekilde devam ediyor. "Programlı Kendi Kendine Öğrenim" sisteminin uygulanmasına ilk kez, 1959 yılında, Amerika'da başlanmış. Şimdi İngiltere'den Nijerya'ya, Ürdün'den Rusya'ya kadar birçok ülkede uygulanıyormuş.
Dr. Soysal diyor ki, "Bu sistemin uygulanması halinde, 6 yıllık bir eğitimi 2 yılda yapmak mümkündür" diyor. 34 yaşındaki öğretim üyesi, bu sistemi Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde kendi öğrencilerine uyguluyor.
"Uygulamamız şimdilik sadece matematik dersinde olmaktadır" diyor. "Amerika'dan bu teknikle yazılmış ders kitabı getirttik. Bu kitabı burada kendi imkanlarımızla çoğaltıp, İdari Bilimler Fakültesi'nin birinci sınıfında okuyan 190 öğrenciye dağıttık. Ders programından da matematik dersini kaldırdık. Şimdi öğrencilere, gelecek hafta şu kadar sayfadan sınava gireceklerini söylüyoruz. Onlar, evlerinde kendi kendilerine çalışıyorlar ve burada matematik sınavına giriyorlar. Öğrencilerimizin başarı derecesi geçen yıllara oranla, yüzde yirmi artmıştır. Ayrıca zamandan da bir hayli kazanmış olduk. On günde toplam olarak 15 saat çalışmayla öğrenilen bilgiler, öğretmenli öğretim sisteminin uygulanması devam etseydi, altı haftalık bir sürede, haftada beşer saatten otuz saatte öğrenilecekti. Buna, öğrencinin altmış saat da evde yapmış olduğu çalışmalar eklenirse, 15 saatte öğrenilen bilgiler için kaybedilen zaman kendiliğinden ortaya çıkmaktadır."
Öğretmen ve okul sıkıntısı çekilen Türkiye'de, öğrenim imkanı bulamayan yüzbinlerce kişinin, üç yıl içinde lise sınavlarını verebilecek kültür seviyelerine getirilmelerinin, bu sistem sayesinde mesele dahi olmadığını söyleyen Dr. Muhan Soysal, şimdi bu denemeye girişmeyi kabul edecek bir "gönüllü köy" arıyor.
"Böyle bir köy bulabildiğimiz takdirde, denemeye hemen başlamaya hazırız." diyor ve iddia ediyor:
"Göreceksiniz, o köyün bu sistemle yetiştireceğimiz her yaştan öğrencileri, üç yıl sonra lise bitirme sınavlarını en yüksek başarı derecesiyle verebilecek duruma geleceklerdir."
Kaynak:
Lise Bitirmek İçin Yıllara Gerek Yok, 05.01.1970, Milliyet, Sayfa 1 ve 11, Akt: Muhammet Negiz, mnergiz.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder