Kitap: "Startup'ların Yönetimi - Fikrim Girişime Dönüşüyor"


 


Kitap: "Startup'ların Yönetimi - Fikrim Girişime Dönüşüyor"

Yönetim ve organizasyon alanındaki bir akademisyen olarak, son on yedi yılı örgüt kuramı çalışarak geçirdim. “Örgütleri anlamak demek dünyayı anlamak demektir” sözünün rehberliğinde; dünyaya gelmemizde ve dünyadan ayrılışımızda, eğitim almamızda ve emekliliğimizde, iş hayatımızda ve boş vakitlerimizi değerlendirmede, kısacası, hayatımızın tamamında bazen bize eşlik eden bazen de önemli roller üstlenen örgütlerin doğasını anlamlandırmaya çabalamaktayım. Bu çabayı sergilerken, insanların yeniliğe ve yeni olana yönelik büyük tutkularının, yeni örgütlere ve örgüt formlarına da yönelmesi dikkatimi çekmiştir. Türümüzün dünyadaki serüveni, yeniliğe olan bu ilginin temelsiz olmadığını göstermektedir. İktisat tarihçilerine göre, dünyada gerçek gelir (kişinin enflasyon hesaba katıldıktan sonraki satın alma gücü) 19. Yüzyılın son çeyreğine kadar büyük bir artış göstermemiştir. 18. Yüzyılın son çeyreğinde başlayan Endüstri Devrimi’nin meyvelerini vermesi yüz yıl kadar sürmüş ve o zamandan bugüne, dünyadaki nüfusun yaklaşık yedi kat artmasına karşılık gerçek gelir on kattan fazla artmıştır. Bu çok büyük gelir artışının itici gücü olarak gerek yeniliğin gerek üretkenlik artışının yuvaları olan firmalar gösterilmektedir. Son yıllarda, startup’ların ekonomik kalkınmaya katkı açısından firmalar arasında ön plana çıktığı fikri büyük ölçüde kabul görmektedir. Bu genç ve yenilikçi firmalar çeviklik, esneklik ve risk alma özellikleriyle diğer firmalardan ayrılmaktadır. Startup’lar, ilk kez Avusturyalı iktisatçı Joseph Schumpeter’in ifade ettiği “yaratıcı imha” sürecinin aktörleri arasında yer alarak, yerleşik endüstrileri yerle bir edip yeni endüstrilerin temelini atarlar. Bu firmalar, var olan sorunlara yeni çözümler getirerek teknoloji ve endüstrideki yeni gelişmelerin de öncülüğünü üstlenmektedir. Startup’lar, ekonomik değişimin yanı sıra, iklim değişikliği, sağlık hizmetlerine erişememe ve gelir adaletsizliği gibi dünyanın tamamını etkileyen dertlere deva bulmada da önemli rol oynarlar. Teknolojik yeniliği sosyal etkiyle birleştirerek hem toplumlara hem de bireylere önemli fayda sağlarlar. Genellikle startup’lara göre daha yaşlı olan büyük firmalar da hızlı değişen çevre koşullarında kendilerini yenilemek için girişimci olmak zorundadır. Büyük firmaların sahip oldukları varlık ve yetenekleri verimli kullanma becerileri ile startup’ların yeni yetenek ve fikirleri hızlı bir biçimde geliştirebilme becerileri birbirlerini etkili bir şekilde tamamlama potansiyeline sa- iv hiptir. Yukarıda değinilen “yaratıcı imha” süreciyle karşılaşan büyük firmalar, startup’larla iş birliği yaparak yeni fikirlere erişebilme, iş modellerinde değişiklik yapabilme ve içinde bulundukları ilişki ekosisteminden daha fazla değer kazanma gibi faydalar elde edebilirler. Diğer taraftan, startup’lar da büyük firmalarla iş birliği sayesinde, doğrudan ve yatırımcıların daha fazla ciddiye alması nedeniyle dolaylı olarak daha fazla fona erişme, teknik knowhow’larını geliştirme ve pazara erişimin kolaylaşması gibi yararlar elde edebilirler. Startup’ların genellikle tam olarak gelişmiş bir iş modellerinin olmaması ve daha önemlisi, işletmeciliğin diğer aşamalarına geçmelerini sağlayacak sermaye yoksunluğu, bu firmaların potansiyellerini gerçekleştirmede en önemli eksikliklerdir. Bu eksiklikler startup’ların kapanma oranlarını çok yükseltmektedir. Başta hükümetler olmak üzere, melek yatımcılar, risk sermayedarları ve bankalar gibi destekleyici aktörler ve kurucuların aile, akraba ve arkadaşları, ihtiyaç duyulan sermayeye erişmede önemli destek sağlarlar. İş modelinin geliştirilmesinde ise yine hükümetler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve danışmanlık şirketlerinin katkıları öne çıkmaktadır. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, ekonomik kalkınmada, yaşam kalitemizin artmasında ve karşılaştığımız sorunların çözümünde oynadıkları roller nedeniyle pek çok toplumsal aktör tarafından desteklenen startup’ların yönetim süreçlerini anlama ve açıklama amacıyla hazırlanmış, çok değerli ve ortaklaşa bir çabanın ürünüdür. Akademisyenlik mesleğini seçmemde en büyük role sahip olan ve hayatımın en önemli karar anlarına değen ustam Deniz Taşcı’nın ve kıymetli meslektaşlarım Orkun Şen ve Hilal Tuğçe Lapçın’ın editörlüklerinde ve ayrıca değerli meslektaşlarımın yazarlığı sonucunda ortaya konan bu kapsamlı ve derin eserin, tüm okuyuculara faydalı olmasını diliyorum. 

Doç. Dr. Umut KOÇ


Startup kavramı 2010’lu yılların başında Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkmış ve uygulamalar biçiminde küresel bir şekilde yaygınlaşarak kendisine yer edinmiş yapılardır. Startup uygulamaları özgün bir biçimde hayatlarına başlayabildikleri gibi büyük olarak nitelendirilebilecek markaların destekleriyle de ortaya çıkabilen, yaratıcı fikir ve girişimlerin ele alındıkları süreçlerdir. İhtiyaç duyulan gereksinimlerin karşılanabilmesi için startup yapıları genel çatı düzeyinde ya da özel bir alan kapsamında ele alınabilmekte ve bireylerin, kurumların, faaliyet içerisinde bulunan bölümlerin dahi gereksinimlerini gidermeye yönelik bir oluşum içerisinde süreçlerini gerçekleştirebilmektedir. Bireysel ve kurumsal bağlamda ihtiyaçların ve gereksinimlerin çeşitli bileşenleri içermesi sebebiyle startup’lar zihinsel kapasitenin sonsuz erişilebilirliğini kullanarak uygulama haline gelmektedir. Bireysel ya da kurumsal faaliyetler içerisinde yapıların temel taşlarının oluşturulması amacı güdüldüğü gibi gereksinim duyulan ihtiyaçların birbirine bağlanmasını sağlayan köprü görevlerini de kapsayabilmektedir. Startup uygulamaları genellikle gereksinimler karşılandıktan sonra vazgeçilebilen ya da terkedilebilen bir yapıda karşımıza çıksa da uzun ömürlü olması istenen oluşumlar gibi sistem yaklaşımı mantığıyla kurgulanmalı, içerisinde bulunduğu ekosistem ve bu doğrultuda oluşturulan planlamalar, politikalar, stratejiler doğru iş modelleri yardımıyla ele alınmalı, performans göstergeleri doğru bir biçimde okunmalıdır. Aynı zamanda yapı, bilgi yönetimi unsurlarının göz önünde bulundurulduğu ve doğru finansal yol haritalarının çizilerek -her ne kadar gereksinimler karşılandıktan sonra vazgeçilme ihtimali olsa da- sürdürülebilir bir sistem olarak düşünülmelidir. Elinizde bulunan kitap, fikirlerin girişimlere dönüştüğü startup’lardaki yönetsel boyutu ele almaktadır. Bu doğrultuda startup’ların içerisinde meşru bir aktör olarak yer aldıkları ekosistemin ayrıntıları, süreç içerisinde yer alan iş modellerinin detayları, amaçlara ulaşmada ortaya konulan yol haritaları ve stratejiler ele alınmıştır. Startup yapılarındaki uygulamaların başarıya ulaşıp ulaşmadığını ve nedenlerini ortaya koyan performans değerlemelerinden de bahsedilmiştir. Ayrıca startup sistemi içerisinde yer alan örgütsel ağların kullanımı ve ağ analizleri de ifade edilmiştir. Startup’ların sürdürülebilirliği amacıyla da yenilik kavramından bahsedilmiş ve bu doğrultuda kullanılan bilgi yönetim süreçleri ifade edilmiştir. Startup yapılarının finansal yönetim vi boyutlarının da detaylı bir biçimde ele alındığı akışta Türkiye’deki startup örnekleri ile yönetsel faaliyetlerin uygulamadaki yerlerinden bahsedilmiştir. Son yıllarda bulunduğu sektör ve ekosistem ne olursa olsun, ihtiyaç duyulan gereksinimlerin, yeniliklerin ve değişimlerin karşılanmasında startup yapılarının sayısındaki artışın yükselişi kavramın önemini de gözler önüne sermektedir. Startup yapılarının sürdürülebilirliği konusunda yönetim faaliyetlerinin dikkatlice ele alınması geçmişte gerçekleştirilen hatalardan ders çıkarılmasını da sağlayabilecektir. Startup’ların da her türlü yönetsel ve teknolojik yeniliklerden etkilenebileceği unutulmadan süreçlerin devam ettirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda katkıda bulunan yazarlarımızla birlikte startup yönetim süreçlerinin faydalı olması ve başarı sağlaması amacıyla bütüncül bir biçimde değerlendirmeye çalışılmıştır. Bu kitabın bölüm yazarlıklarını yapan tüm meslektaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.

SUNUŞ.............................................................................................................iii ÖNSÖZ.............................................................................................................v 

KISIM 1: STARTUP’LAR: SİSTEM.............................................................1 

BÖLÜM 1. STARTUP EKOSİSTEMİ.............................................3 Hilal Tuğçe LAPÇIN 

KISIM 2: STARTUP’LAR: STRATEJİ........................................................15 

BÖLÜM 2. STARTUP’LAR İÇİN STRATEJİ....................................17 Orkun ŞEN 

BÖLÜM 3. STARTUP’LARDA İŞ MODELLERİ.............................................37 Dilşad TEKİN 

BÖLÜM 4. STARTUP’LARDA REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ SAĞLAMANIN BİR KAYNAĞI OLARAK ÖRGÜTSEL AĞLAR..........52 Gökhan TANRIVERDİ 

KISIM 3: STARTUP’LAR: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK................................69 

BÖLÜM 5. STARTUP’LARDA YENİLİK VE BİLGİ YÖNETİMİ..............................71 Gamze ORHAN 

BÖLÜM 6. STARTUP’LARIN FİNANSMANI ........................................................... 100 Serpil ALTINIRMAK 

BÖLÜM 7. TÜRKİYE’DE STARTUP ÖRNEKLERİ................................................. 112 Ahmet ERTEK 

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME..................................................................................... 130

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Popüler Yayınlar

Öne Çıkan Yayın

32. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Kabul Edilen Bildiri Başlıkları

  32. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Kabul Edilen Bildiri Başlıkları


"Başkalarının yoluna taş koyacağımıza, taş üstüne taş koyalım..."