BİLİM, GELECEKTİR
Milletlerin yükselişlerinde ve geri kalışlarındaki en önemli faktör, bilim teknoloji alanındaki başarıları ya da başarısızlıklarıdır. Bilim alanındaki başarıların hiçbiri tesadüfi değildir. Bilimi milletlerin bekası, geleceği olarak görmemiz gerekir. Bugün memnuniyetle görüyorum ki Türkiye’de hepimiz bunun farkına varmış vaziyetteyiz. Bilim insanlarımızı ve bilim yuvalarımızı sahiplenmek, onların bütün meselelerine büyük ilgi göstermek, onların çalışma ortamlarını kolaylaştırmak yine bu alandaki başarılarımızın da temel faktörüdür. Bütün bilim yuvalarımızı, bilim insanlarını kısır tartışmaların dışında tutmalıyız. Onlar da kendilerini gayret sarf ederek bu tartışmaların dışında tutmaları gerek. O zaman hep beraber motivasyonumuzu kaybederiz, hep beraber bir bakarsınız ki en büyük öncelikleri geri plana atarız. O açıdan özellikle hepimizin bu konudaki hassasiyetini bilime verdiğimiz önemi öne çıkartmamız gerekiyor.
BİLİM İNSANI TRANSFERİ
Birtakım üniversitelerimizin faaliyetlerini ve siz diğer öğretim görevlilerinin başarılarını hep görüyoruz ve gurur duyuyoruz. Geçen hafta, hep birlikte Göktürk-2’nin uydusunun tamamen milli imkanlar ve milli kapasiteyle yapılıp, uzaya fırlatılmasını gördük, gurur duyduk. Bunlar övünçle kaynağıdır. Bilim insanları yavaş yavaş Türkiye’ye dönüyorlar. Türkiye sadece Türk bilim insanları için değil yabancı bilim insanları için de çok cazip bir ülke olmaya başladı. Sanki yabancı bilimlerin Türkiye’ye gelmesine karşı ciddi bir direncimiz varmış gibi beyin gücünü pek takdir etmiyoruz. Bununla ilgili yasal ve idari durumumuzu gözden geçirmemiz gerekir kanaatindeyim.
(A. Gül'ün TÜBİTAK 2012 Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri ile TÜBİTAK-TWAS (Üçüncü Dünya Bilimler Akademisi) Teşvik Ödülleri konuşmasından)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder