İş Yaşamındaki Kadınlar: "KRALİÇE ARI SENDROMU"



Birbirinden farklı birçok özelliği bulunan arıların, kuralları uygulama ve düzeni sağlamadaki titizliklerini fark etmemek mümkün değildir. Kovanın içine dikkatlice bakıldığında tüm işçi arıların, kendilerine göre daha büyükçe olan bir arıya özel bir özen gösterdikleri hemen fark edilir. Beslenmesi, temizliği, güvenliği gibi tüm ihtiyaçları diğer arılar tarafından karşılanan bu lider arı, koloninin devamlılığını sağlayacak olan "kraliçe arıdır" , tektir ve varlığı diğer arılar için hayati bir önem taşımaktadır. Kraliçe arı da bu durumun farkındalığıyla, konumunu ve statüsünü korumak için elinden geleni yapar.
kraliçe arı sendromu ile ilgili görsel sonucu
İş yaşamı da aynı arılar gibi kadın ve erkeklerin sürekli bir koşuşturma içinde olduğu kocaman bir kovandır. Özellikle geleneksel olarak ev kadınlığı ve annelik rollerini üstlenen kadınlar için bir varoluş ve nefes alış alanıdır. Kadın, kendini keşfetmeye, yeteneklerini sınamaya, sosyal ilişkilerini geliştirmeye ve ekonomik özgürlüğünü kazanmaya başlar. Bu durum kadınların sadece ev hanımı ve anne olmadıklarını göstermeleri açısından oldukça önemlidir. Kadınlar artık yönetilmeden, yönetmeye terfi etmeye başlamıştır. Ancak son zamanlarda hemcinsleri tarafından yönetilen kadınlarda, depresif belirtilerin ve stresin oldukça arttığı gözlenmeye başlanmasıyla, bu alandaki araştırmalar yoğunlaşmış ve sonuç olarak, kadınlarda Kraliçe Arı Sendromu' nun gelişmeye başladığı ortaya çıkmıştır. Kadının, erkek egemen iş yaşamındaki zorlu mücadelesi, cinsiyet körlüğü, başarıyı yüceltme ihtiyacı, kıskançlık, hemcinslerini tehdit olarak algılama gibi sendromu güçlendirmeye başlamıştır. Sendromu yaşayan kadınların, çevrelerinde başka bir kadını istemedikleri fark edilmiş, davranışsal olarak zamanla erkek davranış kalıplarını benimsemeye ve benzer tepkiler gösterdikleri gözlenmiştir.Kraliçe arı sendromu olarak tanımlanan niteliklere uyan kadınlara göre, "oyunun bazı kuralları" değişmeli ve kadınların bugün geldikleri pozisyondan geri adım atılmamalıdır. Onlara göre, başarısız kadınlar, suçu kendilerinde aramalı, ayrıcalıklı muameleye karşı çıkmalı, ayırımı ortadan kaldırmak için bireysel olarak gayret göstermelidir. Kadınlar için artık ilerlemek, bu sendroma ne kadar sahip olduklarıyla ilişkilendirilmeye başlamıştır. Kadınların toplum içindeki yerinin değişmesiyle birlikte organizasyonlardaki yönetsel rollerinde de birtakım değişikliklerin olması kaçınılmaz değişim 'global' bir nitelik taşısa da, kültürel farklılıklar mutlaka olacaktır. Bu değişim doğrultusunda zaman içinde kadın yöneticilerin yönetim kademelerinde sayısal olarak artması da beraberinde sorunların da artmasına neden olacaktır ancak, her iki cinsin de sahip oldukları, kadın yöneticilere yönelik, kadınları yönetimde erkek yöneticilere kıyasla daha başarısız görmeye ve yönetimden çekilmeye iten paradigmaların, ortadan kaldırılması, her iki cinsin herhangi bir ayırıma maruz kalmadan uyum içinde yaşayabilmesi için gerekli şartları oluşturacak tedbirlerin başında gelmektedir.

Psk. Merve Tepeli Yürüten

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Popüler Yayınlar

Son 1 Yılın Popüler Yayınları