Demokrasi Dışı Eylemlere Hayır!


Hayatımdaki en mutlu olduğum günlerden birisi idi 15 Temmuz 2015... Çünkü düğün ve nikah merasimim bu günde gerçekleşmekteydi. Ta ki düğünün sonuna doğru saatler 23:30'u gösterirken arkadaşların düğün alanının kenarında üzüntülü bakışlarla telefonlarındaki birşeyleri birbirlerine gösterdiğini görünceye kadar...

İçime bir kurt düşmüştü... Ne olmuştu acaba? Merakla sorduğumda söylemek istemediler ve sorun olmadığını söylediler. Sanırım mutlu günümün tadı kaçmasın diye söylemek istemediler. Artık misafirlerimizle vedalaşmaya başlamıştık ki bir kişi "darbe oldu" dedi. Yüreğimize bir hançer sokulmuştu sanki... Baskılar, kısıtlamalar, yasaklar, bilmem kaçıncı defa anlatılan hapishane anıları, usulsüz yargılamalar, acılı anneler, babalar, çocuklar, nerede olduğu belli olmayan tutukluları umutsuzca arayışlar geri mi gelecekti? Fotoğraflarda donuk bir bakışla kalmıştık artık... Düğün müzikleri yerini sükuta bıraktı... Sessizce içeriye geçtik. TRT'deki kabus filmi yeni başlamıştı! Korku dolu bakışlar ve tok bir sesle her kelimesi öfke batağına bandırılmış cümleler birer kurşun gibi saplanıyordu zihnimize... "Diğer kanallara bakın bir de" dediler. "Diğer kanallar da mı ele geçirilmiş?"

Telaşlı bir biçimde gezildi kanallar... Kafamız karıştı. Kimisi yayın akışına devam ediyordu... Kimisi sorun olmadığından bahsediyordu... Ülkemizi darbe batağına çekebilirler miydi? 

Gelin alma töreni için şehirler arası yolculuk yapmamız gerekecekti. Bu sorular arasında en önlere çıkan soru da buydu. Yola çıksak mı?

Biraz daha bekledik. Sivil tepkilerin haberleri gelmeye başlayınca ve emniyet yolların açık olduğunu bildirince farklı bir demokratik tepki de bizden oldu. Çıktık yola, yaradan sığınarak.. Uzun bir yolculuk sonrası memleketimize vardığımızda uykusuz gözler karşıladı hanemizde... Kimse uyuyamamıştı... Herkes dualı dillerle sabaha kadar uykusuzluk nöbeti tutmuştu... Düğün tarihimiz kara bir eylem ile aynı günde hatırlanacaktı ama ülkemiz ayaktaydı ya... İktidar ve Muhalefet dik durmuştu ya... Gerisi olsundu...

Yavaş yavaş gelen bilgilerle genel olarak kontrol altına alınan kalkışma girişimi akıllarda sorular bıraktı... Kendi askerine, polisine, vatandaşına ve ulusal itibarına ateş açabilmek... İktidar hırsına yenik düşerek milli ve dini değerleri ayaklar altına almak... Yazıklar olsun! 

"Sandıkla gelen, sandıkla gider" prensibini benimseyen bir fert olarak, demokratik değerlerin dışında hiçbir usül ve yöntemi desteklemiyorum, desteklemeyeceğim! Siyasete ilgi duyan kişi ya da grupların üzerlerindeki dini ya da bürokratik cübbeleri çıkarıp oy pusulasında yer alma cür'eti sergilemeleri dışındaki gittikleri yolları tasvip etmiyorum, etmeyeceğim!

İster 27 Mayıs gibi milletin öz evladını darağacına gönderen, ister 28 Şubat gibi inanmayı suçlaştırarak yürekleri donduran, ister 12 Eylül gibi onbinlerce gencimizi sağ-sol bölücülüğüne kırdıran, ister 27 Nisan gibi milletin tercihlerine hadsizlik yapan, ister 15 Temmuz gibi FETÖ'nün millete ve devlete silah doğrultarak demokrasiyi ayaklar altına alma çabasının karşısındayım. Seçimle gelen, seçimle gider! Çare her zaman sandıktır!

Düğün gecemde mutluluğumuzu gölgeleyen, milletimizin yüreğini ağzına getiren bu girişimin faiillerini (FETÖ ve koalisyonu) lanetliyorum.

Temmuz 2016
Muhammet Negiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Popüler Yayınlar

Öne Çıkan Yayın

Tez Yazımı ve Atıfların Önemi

Tez Yazımı ve Atıfların Önemi Marta Estruch'un Sunumu için  TIKLAYINIZ Prof. Dr. Tülay İlhan Nas'ın Sunumu için  TIKLAYINIZ Derya So...


"Başkalarının yoluna taş koyacağımıza, taş üstüne taş koyalım..."