Cemil Meriç'in İfadeleriyle Saint Simon'un Parabol Kuramı



Cemil Meriç Parabol Kuramı hakkında şu ifadeleri kullanmıştır:

Aynı yıl nefis bir taşlama yazar Saint-Simon. Öğrencilerinden birinin (Olinde Rodrigues) 1832'de "Parabol'' adını vereceği bu hiciv, Saint-Simon'un narası: 

"Tutalım ki Fransa bir anda en büyük elli fizikçisini, elli kimyacısını, elli fizyolojistini, elli mühendisini, elli şairini, elli fabrikatörünü, elli bankacısını... kaybetti. Ne olur? Bu üçbin üreticinin kaybı Fransa'yı cansız bir bedene çevirir. Şimdi de hükümdarın bey kardeşini, tüm kral ailesini, saray nazırlarını, mabeyincileri, sandalyeli, sandalyesiz bakanları, müsteşarların hepsini, en zenginlerinden onbin toprak ağasını. .. yani ki bar bir hayat süren on bin kodamanı kaybettik diyelim. Üzülürdük şüphesiz ama, iyi kalpli olduğumuz için üzülürdük. Fransa'nın yaşayışında ne değişirdi? Hiç. Boşalan yerleri yüzbinlerce insan hemen doldurabilirdi. Demek bizi eşek arılan yönetiyor, demek tepetaklak bir düzen bu ... "

Bu yazı Saint-Simon'u ceza mahkemesine sürükler. Savcının Saint-Simon'a yüklediği suç oldukça ağır: kral ailesine saygısızlık ve Berry dükü'nün katline manevi iştirak. Unutmayalım ki, Restorasyon devrindeyiz. l3 Şubat'ta zat-ı şahanenin yeğeni, yani Berry dükü öldürülmüştür, aristokrasi heyecan içindedir. Fransa'nın en şerefli isimlerinden birini taşıyan Saint-Simon kontu bu hırçın, bu huysuz, bu kocamış sınıfın karşısına çıkıp ona tarihin idam fermanını haykırıyor ve monarşinin temelleri çatırdayan duvarına, yeni çağın değerler levhasını ateşten harflerle yazıyordu. 

"Parabol'' devlet ortadan kalkarsa, üreticilerin hayatında hiçbir değişiklik olmayacağını anlatır. Yani ekonomik düzen devletin dışında işler. 

Parabol kısa zamanda üç baskı yaptı. Üçüncü baskı yeni bir derginin ilk sayısı olarak yayımlandı: "Organizatör". Derginin ilk iki sayısı 265 sayfalık bir cilt halinde çıktı.

Fındıkoğlu'nun aktarımıyla Simon’un parabolünden bahsetmek gerekirse; Simon, bir toplumda elli fizikçi, elli kimyager, elli fizyolojist, elli bankacı, iki yüz tüccarı, altı yüz ziraatçiyi, elli demir atölyesi şefini kaybettiğimi varsayarsam Fransa ruhsuz bir bedene döner, der. Sonra ikinci düşünceye geçer: Hakim, papaz, nazır, toprak sahibi, zabit, tüm artistokratça hayat sürenleri (otuz bin kadar) kaybedersek, devlet bunlardan dolayı zarar görmeyecektir, sonucuna varır (Fındıkoğlu, 1965: 296). Böylece parabolün birinci kısmındaki tabaka ve zümrelerin tümünü tek kelime altında toplamıştır: İndustrie

Fındıkoğlu kelimeyi şöyle tanımlar (1965: 296-297): 

“Latince, zeka kabiliyet demektir (…) müellifimize göre bu kelime bizim bildiğimiz dar manaya, sanayi (…) manasına gelmiyor. Ona göre içinde her çeşit çalışma bulunan bütün meslekler ‘sına-i ındustriel’dir. Eski, boş tufeyli tabakaların yerine ındustriellerin geçmesi lüzumunu ileri sürdüğü zaman buna fabrikatör kadar mühendisi, amele kadar esnafı, köylü kadar alimi de ithal etmektedir (…). Bütün bu faaliyetler teknik tekemmülü, teknikte tefekkür faaliyetini önceden farzettirmektedir.” 

Kaynaklar:
http://www.habername.com/yazi-lutfi-bergen-cemil-mericin-endustriyalizmi-saint-simon-7012.htm
Cemil Meriç, Saint-Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, İletişim Yayınları.
Z.F. Fındıkoğlu , Sosyalizm, İ.Ü. İktisat Fakültesi Yayınları., 1965.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Popüler Yayınlar

Öne Çıkan Yayın

The Promised Land

 The Promised Land Ludvig Kahlen'in gerçek hikayesi... Bu hikayede kral adına bir koloni inşa etmek hedefiyle Danimarka fundalıklarını f...


"Başkalarının yoluna taş koyacağımıza, taş üstüne taş koyalım..."