Trabzon İktisadi ve
Ticari İlimler Akademisi Kuruluş Töreni Konuşması
İşletmecilik eğitimi
tarihi açısından ilklerden birisi olan Trabzon İktisadi ve Ticari İlimler
Akademisi’nin (TİTİA) kuruluş töreninde söz alan ilk başkanı Prof. Dr.
Mehmet Yazıcı’nın yaptığı konuşmayı istifadenize sunuyorum. Yararlı olmasını
dilerim[1].
Prof. Dr. Mehmet Yazıcı,
15.5.1979 tarihinde akademi başkanlığına üçlü kararname ile atanmadan önce,
profesörler kurulunca başkanlığa seçildiği gün, 12.4.1979 tarihinde Trabzon
Kültür Merkezi'nde TİTİA'nın kuruluş töreninde aşağıdaki konuşmayı yapmıştır[2]:
"Sayın
Bakanlar, Senatör ve Milletvekilleri,
Sayın Vali ve
Belediye Başkanı,
Sayın Rektör,
Akademi Başkanları ve Öğretim Üyeleri,
Sayın Konuklar,
Hepinizi saygıyla
selâmlarım.
Bugün, burada,
kuruluşunu kutladığımız Trabzon İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nin
oluşumunda, şimdiye kadar emeği geçenlere, bir yurttaş olarak, bir Trabzonlu
hemşehri olarak ve bir öğretim üyesi olarak çok teşekkür ederim, sağ olsunlar, var
olsunlar. Onları kutlarım, bu amacın gerçekleştirilmesindeki özverileri
unutulmayacaktır.
29 Haziran 1978'de
2151 sayılı kanunla yasal olarak kurulmuş olan Trabzon İktisadi ve Ticari İlimler
Akademisi'ne ilk başkan seçilmiş bulunuyorum. Bu görevi üstlenmemi öğütleyen ve
bana yol gösteren sayın Başkanım Prof. Dr. Orhan Oğuz'a ve beni bu göreve seçen
Trabzon Akademisi'nin ilk Profesörler Kurulu'nun sayın üyelerine teşekkür
ederim. Güvenlerine layık olmaya çalışacağım.
Trabzon
Akademisi'nin ilk Başkanı olduğum için heyecanlıyım, mutluyum ve sevinçliyim.
Bu heyecan,
mutluluk ve sevincimin başkan olmaktan öte, daha geçerli nedenleri vardır.
Şöyle ki:
1.Hemşehrisi
olmakla onur duyduğum Trabzon; coğrafi, ekonomik ve sosyal durumu dolayısı ile
böyle bir yüksek öğretim kurumunun yıllarca özlemini çekmiştir.
Mezunu ve mensubu
olmakla onur duyduğum 98 yıllık geçmişi olan İstanbul Akademisi'nden sonra
kurulan Ticaret Akademilerinden ilki Trabzon'da, ikincisi de Kayseri'nde
kurulmuş olsaydı, ülke yararına daha uygun olurdu; diye düşünüyorum.
Bu yörelerde yaşayan insanların doğuştan yetenekli tüccar ve
işletmeci oldukları görüşüne katılıyorum. Ancak bu, onların iktisadi ve ticari bilimler
alanında yükseköğrenime gereksinme duymadıkları anlamına gelmez. Tam tersine,
özellikle bu yeteneklerini geliştirmek ve yurt ekonomisine katkılarını daha da
artırmak için böyle bir yükseköğrenime gereksinmeleri vardır.
Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında bu görüşten
hareketle, Trabzon'da bir Yüksek Ticaret Okulu kurulmuş fakat ne yazık ki ömrü
kısa olmuştur.
2.Türkiye'de Cumhuriyet döneminde, İzmir,
Ankara, Eskişehir, Adana ve Bursa'da olmak üzere beş İktisadi ve Ticari İlimler
Akademisi kurulmuştur. Bütün bu Akademiler, Sinop'tan Hatay'a çekilen çizginin
batısında kalır. Bu çizginin doğusunda kurulabilen bu tür ilk yükseköğretim
kurumu, Trabzon İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'dir. Böyle bir yükseköğretim
kurumunun, bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesinde etkin olacağı
doğaldır.
3.Yükseköğretim kurumlarını yurt düzeyinde
dengeli bir biçimde kurmanın özellikle ülke ekonomisine mal oluş ve üretkenlik
açısından, yararı açıkça ortadadır.
Örneğin, doğuda gelişmekte olan bir yöreden 3000 kadar
öğrencinin batıdaki büyük kentlerde yükseköğrenim yapmasının ülkeye mal oluşu ile,
30 kadar öğretim üyesinin özendirilerek doğuda gelişmekte olan yörelerde
öğretim görevi yapmasının mal oluşu arasında büyük fark vardır.
4.Trabzon Akademisi gibi doğuda kurulan ve kurulacak
yükseköğretim batıdaki büyük kentlere göçü, büyük kentlerdeki hızlı nüfus
artışını kısmen etkileyecek ve büyük kent sorununa kısmen çözüm getirecektir. Ayrıca,
yükseköğretim yapmış aydınlar, bulunduğu yöre halkından kopmamış olacaktır.
İşte bu sayılan ve daha da sayılabilecek nedenlerle, Trabzon
Akademisinin kuruluşuna seviniyorum.
Bir an önce çıkmasını dilediğim yeni üniversiteler yasası ile
doğuda, bu tür yükseköğretim kurumlarının sayısının artacağını, kurulmuş olanların
da hızla gelişeceğini umuyorum.
Her yükseköğretim kurumu; öğretici, öğrenci, program ve
öğretim araçları olmak üzere başlıca dört öğeden oluşur.
Trabzon'da öğrenci bulmada güçlük çıkacağını sanmıyorum.
Trabzon Akademisi'nin ilk Profesörler Kurulunun, gerekli
öğretim programını elden geldiğince en iyi bir biçimde yapacağına güvenim tamdır.
Geriye, öğretim üyesi ve öğretim araçlarının sağlanması
sorunu kalıyor.
Böyle mutlu günlerde, törenlerde sorunlardan söz etmek hoş
karşılanmaz. Ancak, görevi üstlenmiş birisi olarak, öğretim ve araştırmaya başlayabilmek
için, şu anda beni en çok düşündüren bu sorunlardır.
Bu sorunların çözümünde yol gösterici olarak, akademiler,
üniversiteler kurmuş, Millî Eğitim Bakanlığı gibi yüksek görevlerde bulunmuş, Türkiye’de
yükseköğretim sorunlarını en iyi bilen, İstanbul Akademisi'nde Başkanım Sayın
Prof. Dr. Orhan Oğuz'un yardımlarını benden esirgemeyeceğinden emin olduğumu
belirtmek isterim.
Öğretim üyesi, öğretim yardımcısı ve okutman bulma ve
atamada, öğretim programlarının yapımında sayın Rektör, Akademi Başkanları ve
öğretim üyesi arkadaşlarımın yardımlarını esirgemeyeceğini umuyorum.
Özellikle öğretim araçlarının sağlanmasında, başta devlet
adamlarımız sayın bakan, senatör ve milletvekilleri olmak üzere, vali, belediye
başkanı, Trabzon Akademisini Kurma ve Yaşatma Derneği başkan ve üyelerinin
yardımlarını esirgemeyeceğini umuyorum.
Trabzon İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nin en kısa
sürede öğretim ve araştırma faaliyetlerine geçmesini ve bu faaliyetlerini
sonsuza dek sürdürmesini, uğurlu ve başarılı olmasını Yüce Tanrıdan dilerim.
Hepinize saygılarımı sunarım.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder