BİLİMSEL PARADİGMANIN YAPI TAŞLARI



Filozofların bilimi nasıl takip etmeleri gerektiği konusunda endişe taşımışlardır. Bilgi ve anlama ilk insandan beri düşünebildiklerinin bilinci ve keşfetmeleri olmuştur. Özellikle endişelendikleri hususlar şu şekildedir:
*Bildiğimizi düşündüğümüzü nasıl biliriz? (Epistemolojinin genel başlığı altında, metotların bilim ya da teorisi ya da bilginin zemini),
*Gerçek,  objektif ve güvenilir bilgi olarak neyi Kabul ederiz? (Ontoloji, Özette olan ya da bir şeyin esasının ne ile alakalı olduğuna yönelik metafizik bölümü, olmanın ya da çalışmanın bilimi.),
*Dünyanın çalıştığını ve davranışını nasıl ve niçin düşünüyoruz? (Metafizik, varlıkların olması, zaman, mekan, aidiyet, bilmenin ve olmanın nihai bilimi gibi teorik felsefe prensipleri ile uğraşan spekülasyon alanıdır.
Bu tür soruların mantıklı cevapları olduğunu aşağıdaki şekle bakarak araştırma yaptığımızda anlayabiliriz[1]:

Kaynak: Harvey, D., Why We Think We Can Do Social Science Research?, http://www.staff.ncl.ac.uk/david.harvey/AEF801/Why/Why.html

Bilgisini edinmek istediğimiz gerçekliğin nasıl bir şey olduğunu (ontoloji), bu gerçekliğin bilgisine hangi tür bilgi (epistomoloji) ile nasıl ulaşacağımız (metodoloji) paradigmamızı belirlemektedir[2].
Şekilde görüldüğü üzere bilimsel paradigmanın temelinde metodolojik, epistomolojik ve ontolojik varsayımlar ve tespitler yer almaktadır[3]:
Şekil: Buzdağı Örneğinde Paradigma ve Sayıltıları

 
Kaynak: Dikeçligil, B., Sosyal Bilimler Epistomolojisinde Sorunların Kaynağı: Ontolojiyi Unutmak, Toplum Bilimleri, Ocak Haziran 2006-2009, s. 50.
Ontoloji; “Gerçekliğin doğası ve şekli nedir?”, “Onun hakkında bilinebilecek ne var?” şeklinde sorulara cevap ararken, epistomoloji; “Bilen ve bilinebilen arasındaki ilişkinin doğası nedir?” şeklindeki sorulara yönelmiştir. Metodoloji ise, “O kişinin bilinebilir olduğuna inandığı şeyi araştırmacı nasıl bulabilir?” gibi soruların cevapları ile ilgilenmektedir[4].
Bilimsel paradigma bilgiye ulaşma sürecinde üç adet ön Kabul ile hareket etmektedir. Bunlar şu şekildedir[5]:
*Hakkında bilgi edinmek istediğimiz gerçekliğe yönelik ontolojik varsayımlar şu soruları cevaplamaktadır: Gerçekliğin kaynağı nedir? Gerçekliğin doğası nedir? Olgular arasında ne tür ilişkiler vardır? İnsanın doğası, toplumun doğası, birey-toplum, birey-yapı ilişkilerinin doğası nedir?
*İncelemekte olduğumuz gerçekliğe ait bilginin mahiyeti ve imkânlarına dair epistomolojik varsayımlar ise şu soruları cevaplar: Bilginin kaynağı nedir? Ne kadar bilebiliriz? Bilimsel bilgi ne tür bir bilgidir? Bilimsel bilgi ve diğer bilgiler arasında nasıl bir ilişki vardır?
Schommer, epistomolojik inançların 4 bağımsız boyuttan oluştuğunu ifade etmektedir. Bu boyutlar[6]:
1.Bilgi basittir,
2.Bilgi kesindir,
3.Öğrenme hemen gerçekleşir,
4.Öğrenme yeteneği doğuştandır.
*Bu gerçekliğin bilimsel bilgisine nasıl ulaşılabileceğimize dair metodolojik sorular ise şu sorunların cevabını vererek izlenecek yolu gösterir: Araştırmanın amacı nedir? Araştırma yöntemi nasıl olmalıdır? Araştırıcının rolü nedir? Araştırma raporlarının dili nasıl olmalıdır? Değerlerin rolü nedir?

POZİTİVİZM
Doğal bilimlerin yöntemlerini kullanarak gerçeğe ulaşmayı amaçlayan pozitivizm, epistomolojik bir bakış açısıdır. Pozitivizm aşağıdaki unsurları ifade etmektedir[7]:
*Bilimsel bilgi nicelleştirilebilir bilgidir: Sayılarla ifade edilebilmeli, İstatistik analizlere elverişli olmalıdır. Bu nedenle sosyal bilimlerde “ölçekler” vazgeçilmez very toplama teknikleridir.
*Bilimsel bilgi nesneldir: Araştırmaya ait öznel bilgi ve yorumlara kapatılmış bir bilgidir. Özne ve nesne arasında kesin bir ayırım vardır.
*Bilimsel bilgi kesin değildir: Bilimsel yöntemlerle teori-hipotez ilişkisi içinde sınandıktan sonar mutlak bilimsel kanunlar olarak ifade edilebilen bilgidir.
*Bilimsel bilgi tümelin, evrenselin bilgisidir: Kesin bilgiler bütün zamanlar ve mekânlar için değişmez bilgilerdir.

NESNELLİK
Nesnellik ulaşılacak olan veya etki ötesinde bulunan dış gerçekler gibi yüzleşilen sosyal fenomenleri ifade etmektedir. Örgüt kuralları ve düzenlemeleri olan somut bir nesne olarak görülebilmektedir. Mevcut işlerin tamamlanması için prosedürlere ihtiyaç duyulmaktadır.  Gerekli kurallara uymak zorunluluk arz ettiği için örgüt çalışanları kısıtlamaktadır.
KURMACILIK
Sosyal fenomen ve anlamlarının sürekli sosyal faktörler tarafından yönlendirildiği ve gerçekleştirildiği tezini savunan ontolojik bir bakış açısıdır.

REALİZM
Doğal ve sosyal bilimlerin çalışmalarında bilim adamlarının dikkatlerine etki eden dış bir gerçeklik olduğunu savunan bir görüştür. Ampirik ve eleştirel realizm olmak üzere iki şekilde incelenmektedir. Ampirik realizm, uygun metotların kullanımı ile geçekliğin elde edileceğine inanmaktadır. Eleştirel realizm ise, sosyal dünya olguları belirleyerek sosyal dünyanın anlaşılabileceğini savunmaktadır.

YORUMCULUK
Pozitivist anlayışın baskınlığına alternatif olarak ortaya konan bir yaklaşımdır. Doğal bilimlerde bulunan görüş farklılıkları ve bilim adamlarının faaliyetlerindeki nesnellik irdelenmektedir. Weber’in Verstehen görüşü, hermenötik-fenomonolojik gelenek ve sembolik etkileşimcilik gibi yaklaşımları içermektedir.
Doğal bilim ile uğraşan bilim adamlarının keşfettiği doğaya ait olan atom, moleküller ve elektronlar iken sosyal bilimlerle uğraşan bilim adamlarına göre gerçeklik yaşayanlar, faaliyette bulunanlar, onun hakkında düşünceye sahip olanlar gibi alanları içermektedir.


[1] Harvey, D., Why We Think We Can Do Social Science Research?, http://www.staff.ncl.ac.uk/david.harvey/AEF801/Why/Why.html

[2]  Dikeçligil, B., Sosyal Bilimler Epistomolojisinde Sorunların Kaynağı: Ontolojiyi Unutmak, Toplum Bilimleri, Ocak Haziran 2006-2009, s. 43.
[3] Dikeçligil, B., Sosyal Bilimler Epistomolojisinde Sorunların Kaynağı: Ontolojiyi Unutmak, Toplum Bilimleri, Ocak Haziran 2006-2009, s. 50.
[4]   http://www.idi.ntnu.no/grupper/su/publ/html/totland/ch032.htm
[5] Dikeçligil, B., “Sosyolojide Metodlar Arası Farklılaşma ve Bütünleşme”, içinde Sosyolojide Bütünleşme ve Farklılaşma –Üçüncü Ulusal Sosyoloji Kongresi, Sosyoloji Derneği Yayını, Ankara 2003, 97‐126.

[6] Aksan, N., Sözer, M.A., Üniversite Öğrencilerinin Epistomolojik İnançları ile Problem Çözme Becerileri Arasındaki İlişkiler, Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, 2007,
[7] Dikeçligil, B., Sosyal Bilimler Epistomolojisinde Sorunların Kaynağı: Ontolojiyi Unutmak, Toplum Bilimleri, Ocak Haziran 2006-2009, s. 52.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Popüler Yayınlar

Öne Çıkan Yayın

4. Uluslararası Dijital İşletme, Yönetim ve İktisat Kongresi | 4rd International Congress on Digital Business, Management & Economics | 20-22 Eylül 2024

4. Uluslararası Dijital İşletme, Yönetim ve İktisat Kongresi | 4rd International Congress on Digital Business, Management & Economics | ...


"Başkalarının yoluna taş koyacağımıza, taş üstüne taş koyalım..."