Samimi sözleri ile gönlümüze taht kuran Abdurrahim Karakoç'u rahmetle anıyorum. Bıraktığı eserlerine ve ilkelerine sahip çıkmak boynumuzun borcudur...
“Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir”
Mehmet Emin Yurdakul
“Bilirim, doğmuşum ölmek üzere;
Görevim doğruyu bulmak üzere,
Mahşerde imtihan olmak üzere
Dünyaya ders için geldik, bilesin.”
Biz Karakoç’u gazetede yazdığı, o kimseye eyvallah etmeyen, doğruları eğip bükmeden, Akif’in ifadesiyle, “sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek” ilkesinden şaşmayan ölçüleri ile tanıdık. Zira o, Allah rızasını merkeze alınca, “İman kaynağımdır, tevhid havuzum/İslam dışında arama beni” demiştir. Cesaretine, imanına bizatihi şahitlik yapan yazar, özellikle son bölümde Karakoç’ta ölümün bir metafor olarak “Karşı Kıyı” diye nitelendiğini ifade ediyor. Zira bu sebepten, “Bu dünyadaki hayattan sonra asıl hayatın başlayacağına inandığım için kula kulluk yapmaktan korkarım!” der.*
“Ölüler toprağa gömülür, hatıralar yüreğe.
Toprak mı vefalı, yürek mi vefalı? Bilmiyorum…
Sevdiklerimi de, sevmediklerimi de kendi değer ölçüleri içerisinde hatırlamayı borç kabul ediyorum.”
Abdurrahim Karakoç
Kaynak:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder