Klasik devlet anlayışı ve yılların getirdiği kalıplaşmış bürokratik düzene karşı olan tavrı, memleketin gittiği her köşesinde halkın derdi ile dertlenen, kişiliği ve görev yaptığı bölgelerde halka olan yakınlığı, sıradışı fikirleri ve enerjisi ile 'efsane vali' olarak nitelendirilen merhum Vali Recep Yazıcıoğlu'nu vefatının 15. sene-i devriyesinde rahmet ve minnetle yad ediyoruz.
Yıl 1989…
Aydın Valiliği'ne atandığının üçüncü gününde Nazilli SSK Hastanesiyle alakalı bir şikayet kulağına çalınır...
Vakit kaybetmeden tebdil-i kıyafet hastaneye gider..
Acil bölümünden girer.
Görevli bir hemşireye "Başhekimin odası nerede?" diye sorar.
Hemşire şöyle bir bakar Yazıcıoğlu'na.
Tanıyamaz…
Üstünü başını süzdükten sonra küçümseyici bir ses tonuyla "Üst kata çık, koridorun sonundan sağa dön, sondaki oda" der.
Yazıcıoğlu üst kata çıkar. Başhekimin odasını bulur. Kapısı açıktır ama başhekim odasında yoktur.
İçeri girer.
Başhekim gelir. "Buyurun ne istiyorsunuz ?" diye sorar.
Yazıcıoğlu, rahatsız olduğunu, tedavi olmak istediğini ama parası olmadığını söyler.
Başhekim kendisine "Burası hayır kurumu değil, paran yoksa tedavi olamazsın" der.
Yazıcıoğlu, sorar:
"Devletin görevi vatandaşına bakmak değil mi doktor bey ?"
Başhekim sinirlenir ve Yazıcıoğlu'nu odasından kovar.
Sessizce aşağı iner, hastanenin iki sokak arkasında bekleyen makam aracına biner, arabada onu bekleyen yardımcısına "Gerekli yazışmalar hemen bugün yapılsın yarın görevden alınma yazısını kendisine bizzat ben vereceğim" der...
Ertesi gün bu sefer resmi giyimli, kravatlı, takım elbiseli olarak gider hastaneye...
Elinde rulo halinde bir kağıt...
Bu sefer makam aracı hastane girişine kadar gelir...
Vakit kaybetmeden başhekimin odasına çıkar...
İçeri girer...
Başhekim dona kalır...
“Bugün itibariyle başhekimlik vazifesinden azledilmiş bulunmaktasınız” diyerek elindeki görevden el çektirme evrakını verir ve hastaneden ayrılır.
"Devletin görevi vatandaşına bakmak değil mi doktor bey ?"
Başhekim sinirlenir ve Yazıcıoğlu'nu odasından kovar.
Sessizce aşağı iner, hastanenin iki sokak arkasında bekleyen makam aracına biner, arabada onu bekleyen yardımcısına "Gerekli yazışmalar hemen bugün yapılsın yarın görevden alınma yazısını kendisine bizzat ben vereceğim" der...
Ertesi gün bu sefer resmi giyimli, kravatlı, takım elbiseli olarak gider hastaneye...
Elinde rulo halinde bir kağıt...
Bu sefer makam aracı hastane girişine kadar gelir...
Vakit kaybetmeden başhekimin odasına çıkar...
İçeri girer...
Başhekim dona kalır...
“Bugün itibariyle başhekimlik vazifesinden azledilmiş bulunmaktasınız” diyerek elindeki görevden el çektirme evrakını verir ve hastaneden ayrılır.
Kaynaklar:
http://www.akasyam.com/her-valinin-gonlunde-bir-recep-yaziciogluna-yer-var-midir-162399/
https://www.yeniakit.com.tr/haber/adam-gibi-bir-vali-recep-yazicioglu-514302.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder