Muhammet Negiz
mnergiz@live.com
İÇİNDEKİLER
TÜRKİYE'DE İŞLETMECİLİK
OKULLARININ TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ IŞIĞINDA BİR GELECEK PERSPEKTİFİ
ÖZET
1.İŞLETMECİLİK OKULLARININ TÜRKİYE’DEKİ TARİHSEL
GELİŞİM SÜRECİ
1.1.İŞLETMECİLİK OKULLARININ MÜFREDATINDAN ÖRNEKLER
2.İŞLETMECİLİK OKULLARINA YÖN VEREN KURUMLAR
2.1.İŞLETMECİLİK OKULLARINA YÖN VEREN YABANCI
KURUMLAR
2.1.1.Uluslararası Kalkınma Ajansı (Agency for
International Development-USAID)
2.1.2.Ford Vakfı
2.1.3.Harvard
İş Yönetimi Okulu
2.2.İŞLETMECİLİK OKULLARINA YÖN VEREN YERLİ KURUMLAR
2.2.1.İşletme İktisadi Enstitüsü
2.2.2.Türk Sevk ve İdare Derneği
2.2.3.Sevk ve İdarecilik Eğitim Vakfı
2.2.4.Robert Koleji
2.2.5.Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)
2.3.İŞLETMECİLİK EĞİTİMİNE YÖN VEREN İSİMLER
3.İŞLETMECİLİK EĞİTİMİ ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR
TARTIŞMA
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
KAYNAKÇA
TÜRKİYE'DE İŞLETMECİLİK
OKULLARININ TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ IŞIĞINDA BİR GELECEK PERSPEKTİFİ
ÖZET
Bu çalışma Tanzimat Dönemi’nden günümüze işletmecilik okullarının
yaşamış olduğu değişim ve dönüşümü kronolojik bir sıra ile ele almaktadır.
Fransız, Alman ve son olarak Amerikan işletme yönetimi yaklaşımlarından
etkilenerek son halini alan Türk işletme yönetimi eğitim ve uygulamalarına
katkı sağlayan yerli ve yabancı aktörler, nitel araştırma yöntemlerinden
yararlanılarak incelenmiştir. Araştırma sonucunda, yaşanan teknolojik
gelişmeler ve küreselleşmenin etkisi ile yeni bir yol arayışında olan
işletmecilik okullarının, çağın gereklerine uygun bir formasyona sahip
olmasının aciliyetine dikkat çekilmiştir.
Anahtar
Kelimeler: İşletmecilik
Okulları, İşletme Yönetimi, İş İdaresi
GİRİŞ
Büyük işler için yeteri kadar büyük adam olmadığı acı bir
gerçektir.
Bu durumda küçük adamların büyük adam olmaları gerekmektedir.
Bu durumda küçük adamların büyük adam olmaları gerekmektedir.
Dünyada
değişen iktisadi ve sosyal koşullar, yöneticiliğin önem derecesini artırmıştır.
Yönetimin günden günde değişen bir meslek haline gelmesiyle, yöneticiliğin
sosyal prestiji de artmıştır. Yaşanan bu gelişmeler ise işletmecilik
okullarının artmasına ve küresel ölçekte yaygınlaşmasına neden olmuştur (Öz-Alp, 1972: 36).
Başkaları
aracılığı ile işleri yürüten kişiler olarak tanımlana yöneticiler, bütün
örgütler için gereklilik arz etmektedir. Her örgütün yönetimi kendine mahsus
özellikler ve yöneticileri için eğitim koşulları gerektirdiği gibi, devletin ve
özel teşebbüsün ihtiyaç duyduğu yöneticilerin yetiştirilmesi de işletmecilik
okullarına düşmektedir. Bu okulların yönetici yetiştirme ve sahadaki eksikleri
giderme konusunda hitap ettiği alan basitçe Şekil 1’de ortaya konmuştur (Öz-Alp,
1972: 23-24).
Bu
çalışmada işletmecilik okullarının Türkiye’de yaşamış olduğu tarihsel süreç ele
alınmış ve günümüzdeki son halini alıncaya kadar sürece katkı sağlamış olan
yerli ve yabancı aktörler üzerinde durulmuştur. Geçmiş dönemlere ilişkin
müfredat ve ders programlarından da örneklerin sunulmuş olduğu çalışmada son
olarak işletmecilik okullarının geleceğine dair değerlendirmede bulunulmuştur.
1.İŞLETMECİLİK
OKULLARININ TÜRKİYE’DEKİ TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ
Türkiye’deki
günümüzdeki anlamda işletmecilik eğitiminin ve okullarının tarihçesi, Tanzimat
sonrası Batı ile entegrasyon süresinin başlamasını esas almaktadır. Tanzimat
öncesi dönemde esnaf sınıfı “özel sektör” olarak ifade edilebilmektedir
ve bu da Ahi, Lonca ve Gedik sisteminin bir sonucu olarak görülmektedir.
Osmanlı devletinin iktisadi yapısından dolayı gelişmiş bir işletmecilik
kültürünün ve kar amaçlı bir işletmenin olmadığı belirtilmektedir (Güvemli,
2018: 238).
Tanzimat
sonrası süreçte 1849’lu yıllar itibariyle Fabrika-i Hümayun adı altında kurulan
kamu iktisadi teşebbüsleri neticesinde 140 dolayında fabrika tesis edilmiştir
ve bu dönemde doğan işletmecilik ihtiyacını karşılamak üzere yaklaşık iki yüz
öğrenci Fransa’daki Les Ecoles de Haute Commercial’lere eğitime
gönderilmiştir. Gönderilen bu kişilerin XIX. yüzyılın ikinci yarısında ülkeyi
yöneten kişiler oldukları ifade edilmektedir (Güvemli, 2018: 238).
Üsdiken
(2004), Türkiye’de yönetim bilgisinin aktarılması ve yayılması sürecini
belirleyen mekanizmaları iki ana başlıkta ele almaktadır. Bunlardan ilki “dışarıda
veya dışarıdakiler yoluyla eğitim” olarak ifade edilirken, ikincisi de “yabancı
uzmanların ziyareti ve danışmanlığı ile kurumsal yapıların oluşması” şeklinde belirtilmiştir
(Aytemur, 2007: 89).
Modern
anlamda işletmecilik eğitimine ilişkin yapı ve anlayışın oluşması sürecine
gelininceye kadar Türk işletmecilik eğitimi ve uygulamasının yaşamış olduğu
tarihi gelişim süreci ana hatları ile Tablo 1’de gösterilmektedir. İşletmecilik
eğitiminin sırası ile Fransız, Alman ve Amerikan yönetim düşüncesinden
etkilenmesi ve sözkonusu ülkelerden bu çerçeveden teknik destek alınması
nedeniyle tarihsel süreç üç ana başlık altında ele alınmıştır. Bu üç yaklaşımın
etkileri farklı oranlarda günümüzde de gözlemlenebilmektedir.
Tablo
1: Türk İşletmecilik Eğitiminin Tarihi Gelişim Süreci
FRANSIZ EKOLÜ (1883-1914)
|
EĞİTİM SÜRECİ VE İLGİLİ GELİŞMELER
|
Balta Limanı Anlaşması (1838) [1]
|
|
Tanzimat (1839)
|
|
Fabrika-i Hümayun (1840)-140 Fabrika
|
|
Darülfünun Kuruldu (1846)
|
|
Les Ecoles de Haute Etude Commercial’e 200 öğrenci gönderildi.
|
|
XIX. yüzyılın ikinci yarısında döndüler.
|
|
Napolyon’un Code de Commerce’i “Kanunname-i Ticaret”
olarak tercüme edildi (1850).
|
|
Osmanlı Bankası Kuruldu (1856)
|
|
Beşiktaş – Bayazıt atlı tramvay şirketi kuruldu (1872- 1876)
|
|
İstanbul Ticaret Odası kuruldu (1882)
|
|
Hamidiye Ticaret Mektebi (1883) (Bugünkü Marmara Üniversitesi –
İşletme Fakültesi)
|
|
Hamidiye Ticaret Mektebi’nin 1914’de programı yenilendi.
|
|
Hamidiye Ticaret Mektebi’nin adı “Ticaret Mektebi Âlisi” olarak değiştirildi.
|
|
ALMAN EKOLÜ (1914-1950)
|
1914-15 yıllarında Alman öğretim üyeleri ülkemize ders vermek
amacıyla gelmeye başladı.
|
Darülfünuna “ilmi muhtariyet” yani “bilimsel özerklik”
verildi (1919)
|
|
Hitler Almanyası’ndan 7 akademisyen Türkiye’ye iltica etti.
|
|
Darülfünun Hukuk Fakültesi’nde İşletme İktisadı dersi açıldı
(1930)
|
|
“İstanbul Darülfünunun İlgasına ve
Maarif Vekâletince Yeni Bir Üniversite Kurulmasına Dair Kanun” ile İstanbul Darülfünunu kapatıldı (1933)
|
|
İstanbul Üniversitesi kuruldu (1933)
|
|
Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi (Önceki Ulumu Aliye-i Ticariye)
1934’de yürürlüğe giren programında “İşletme Ekonomisi” dersi açıldı.
|
|
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi kuruldu (1936)
|
|
İşletme İktisadı Kürsüsü kuruluyor (1937) Alfred Isaac yönetici
olarak atandı.
|
|
Türkiye’de işletmecilik eğitiminin ilk “sistematik kitabı” İsmet Alkan’ın 1937 basım tarihli, “Genel
İşletme Ekonomisi” yayımlandı.
|
|
1940’larda Alkan‘la birlikte, Alfred Isaac, Muhlis Ete ve Ali
Ahmet Özeken’in yayın çalışmaları gerçekleşti.
|
|
İzmir’de Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu açıldı (1944)
|
|
1930-1950 yılları arasında “işletme iktisadı” bağlamında
eğitim gerçekleştirildi.
|
|
KUZEY AMERİKA EKOLÜ
(1950-…)
|
Vergi Reformu (1949)
|
1950 Seçimleri sonrası liberal iktisat politikaları
|
|
Dünya Bankası, “The Economy of Turkey: an Analysis and
Recommendations for a Development Program” raporunu hazırladı (1951)
|
|
Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşmiş Milletler arasında Teknik
Yardım Ek Anlaşması imzalandı (1952) ve protokol uyarınca Türkiye ve Orta
Doğu Amme İdaresi Enstitüsü kuruldu.
|
|
Maarif Vekâleti Merkez Teşkilatı Kanunu’na bağlı, akademik
unvanları ihtiva eden öğretim üyeleri ve yardımcılarına mahsus kadrolar,
bütçenin (L) cetvelinden çıkarılarak Yüksek İktisat ve Ticaret Okullarına
tahsis edildi (1952)
|
|
Ford Vakfının desteğiyle Harvard İşletme Okulu yöneticileri
Türkiye’de hükümet yetkilileri, iş adamları ve öğretim üyelerini ziyaret
ederek iş dünyasına yönelik eğitim verecek kurumların oluşturulmasını tavsiye
etti (1953)
|
|
ABD’ye eğitim için akademisyenler gönderildi (1953)
|
|
Harvard İşletme Okulu ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi
tarafından Türk iş adamı yetiştirme amacıyla İşletme İktisadı Enstitüsü
kuruldu (1954) Bir sene sonra faaliyete geçti.
|
|
Türkiye’de iktisat ve işletme alanları, İşletme İktisadı Enstitüsü
ile birbirinden ayrıldı.
|
|
Ankara’da Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu kuruldu (1954)
|
|
Yüksek İktisat ve Ticaret Okulları, “ilmi muhtariyeti haiz
öğretim ve araştırma” müesseseleri haline geldi (1956)
|
|
“İktisadi ve Ticari İlimler
Akademisi” kanun tasarısı kabul edildi (1956) (Yasa kapsamında lisans
öğretimi üç yıldan, dört yıla çıkartılacak, ihtisas şubelerinin sayısı
arttırılacak ve doktora sınıfı ihdas edilecektir.)
|
|
ODTÜ kuruldu (1956)
|
|
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İdari İlimler Fakültesi kuruldu
(1957)
|
|
Eskişehir’de Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu kuruldu (1958)
|
|
Robert College Yüksek Okulu İş İdaresi ve İktisat Fakültesi
kuruldu (1959) İlk defa işletmecilik master programı burada başladı.
|
|
Türk Sevk ve İdare Derneği kuruldu (1962)
|
|
Milli Prodüktivite Merkezi kuruldu (1965)
|
|
1960 sonrası yükseköğretim kurumlarının sayısında ve izlediklerin
işletme programlarının sayısındaki artış yaşanmıştır. (İstanbul Üniversitesi
İşletme Fakültesi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme
Fakültesi, Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi, Ege Üniversitesi İşletme
Fakültesi, Adana ve Bursa Akademileri)
|
|
İstanbul’da Sevk ve İdarecilik Eğitim Vakfı kuruldu (1969)
|
|
Ankara Akademisine bağlı İşletme Yönetimi Enstitüsü “Lisans
Üstü İşletmecilik Eğitim Programı” uygulamaya başladı (1971)
|
Kaynak: Pazarcık (2016), Namal ve Karakuzu
(2016), Sayar (2018) ve Öz-Alp (1972)’den Uyarlanmıştır.
[1]Türk
iktisadi hayatında çok önemli olan bir anlaşmadır. O dönem itibariyle
bakıldığında işletmeciliğin gelişmesi pek mümkün olmuyor.
1950’lerden
itibaren Kuzey Amerikan modeline öykünen Türk işletme yönetimi eğitiminin
yöntem, müfredat ve programlar açısından benzeştiği açıkça görülmektedir.
Benzeşme olgusunun ardında önemli kurumsal süreçler kolaylıkla
gözlenebilmektedir (Sargut, 2009: 60):
1.YÖK yasasının işletme bölümleri üzerindeki etkisi zorlayıcı
eşbiçimliliğin tipik bir örneğidir. Bu süreçte Yüksek Öğretim Kurulu, genel
kural ve düzenlemelerin yanında müfredat konusunda da üniversiteleri
zorlamıştır.
2.Seksenlerin liberalleşme hareketi Türkiye’de pazarların yapısını
değiştirmiştir. İşletme bölümlerinin önemli bir kısmı yeni pazarların
getirdiği yarışmacı ortamın üstesinden gelebilmek için öğretim
dili İngilizce olan üniversiteleri taklit etmişlerdir. Öğretim
dili İngilizce olan üniversitelerin insan kaynakları ve bilgi üretme
süreçleme yetenekleri, kendilerinin ve izleyen üniversitelerin eğitim
sistemindeki meşruiyetlerini pekiştirmişlerdir.
3.Profesyonelleşmenin getirdiği artan saygınlık, yeni pazarların
işletme bölümlerinden beklentilerini değiştirmiştir. Özel kesimdeki örgütlerde
dene‐ tim süreçleri
kültürel normların etkisinden çıkmaya, daha çok yapısal ve profesyonel
normlarla yönlendirilmeye başlanmıştır. Bu gelişme işletme bölümlerinin
öğrencilerini yeni beklentilere göre yetiştirmesini zorunlu kılmıştır.
Ülkelerin
yükseköğretim konusunda benimsedikleri anlayışlar Clark’ın üçgeninde aşağıdaki
gibi gösterilmektedir (Gürüz, 2003: 282):
Şekil
2: Clark’ın Koordinasyon Üçgeni
Kaynak:
Gürüz, 2003: 282.
Devlet
otoritesi, pazar ve akademik oligarşi arasındaki koordinasyon üçgeninde pazar
eksenli olan ABD’nin üniversite anlayışı 50’li yıllardan itibaren Türk
yükseköğretiminde etkisini göstermeye başlamıştır. Dolayısıyla, işletmecilik
eğitimi de bu gelişmelerden payını almıştır.
1.1.İŞLETMECİLİK
OKULLARININ MÜFREDATINDAN ÖRNEKLER
İşletme
yönetimi ya da işletmecilik eğitimi konusunda Türkiye’de yaşanan değişimi görme
konusunda geçmiş dönemlerin ders müfredat ve programlarını incelemek de fikir
verecektir. Bu çerçevede, günümüzdeki anlamda ilk işletmecilik okulları olarak
ifade edilebilecek Ticaret Mektebi’nden günümüze birtakım örnekler sunulmuştur.
1861
tarihinde Ticaret Binası’nda açılması planlanan Ticaret Mektebi’nde okutulması
planlanan dersler aşağıdaki gibidir (Erdoğan, 2018: 41):
Tablo
2: Ticaret Mektebinde Okutulması Planlanan Dersler
Dersler
|
İlm-i Hesap
|
Türkçe yazı ve Türkçe dahi Ermeni ve Rum hurufatıyla yazmak ve
okumak
|
İlm-i hendeseden aliyyü’l-cemal eşkal ve ecsam tarif
|
Basit Coğrafya
|
Kanun-ı usul ticaret berriye ve bahriye
|
Usul-ı defter
|
Ekonomi politik ve istatistik
|
Coğrafyanın ve Tarih-i Umuminin ticarete taliki olan ciheti
|
Mahsulat tabii’iye-i ticariye ile Envai empti’a ve Mamulata
Mütedair Malumat
|
Kaynak:
Erdoğan, 2018: 41.
Ticaret
Mektebi’nin açılmasına dair 1879 ve 1880 tarihlerinde iki ayrı teşebbüs daha
gerçekleşmiş ve ilk senede okutulması planlanan dersler aşağıdaki gibi
belirlenmiştir (Erdoğan, 2018: 45):
Tablo
3: Ticaret Mektebinde İlk Senede Okutulması Planlanan Dersler (1880)
Dersler
|
İçeriği
|
Haftalık Ders Saati
|
Fransızca
|
Gramer-imla ve insanla talimi
|
3
|
Türkçe
|
Gramer-imla ve insanla talimi
|
3
|
Rumca
|
Gramer-imla ve insanla talimi
|
3
|
Hesap
|
3
|
|
Coğrafya
|
3
|
|
Tarih
|
3
|
|
Hikmet ve Kimya
|
2
|
|
Tarih-i Tabii
|
Tüccarlığa en ziyade lüzumu olan mevadı göstermek ilmi
|
2
|
Resim
|
Tahkik ve mukayese
|
2
|
Hüsn-i hat
|
İngiliz usulü namıyla yad olunan hüsn-i hat usulünde talimi
|
2
|
Ticaret
|
Usulü Defteriyeye dair malumat-ı umumiye- Hesabı Tarik
ihtisariyeden Hesab-ı Cari- Hesabı
|
3
|
İlm-i Ahlak
|
Mübadi-i Esasiye
|
1
|
33
|
Kaynak:
Erdoğan, 2018: 45.
Hamidiye
Ticaret Mektebi’nin uzun uğraşlar sonunda hayata geçirilmesi ile ilk dönem
olarak kabul edilen 1883-1890 tarihleri arasındaki eğitim süreci başlamıştır.
28 Ocak 1884 tarihinde başlayan eğitim döneminde Hamidiye Ticaret Mekteb-i
Âlisi idadi sınıflarında birinci yılda gösterilecek olan dersler aşağıdaki gibi
belirlenmiştir (Erdoğan, 2018: 55):
Tablo
4: Hamidiye Ticaret Mekteb-i Âlisi İdadisi I. Yılında Okutulacak Dersler
Saat
|
Ders
|
||
2
|
Türkçe
|
Sarf ve Tahlil
|
|
2
|
Fransızca
|
||
1
|
Fransızcadan Türkçeye tercüme
|
||
3
|
Ulum-ı Riyaziye
|
Ders
|
|
İlm-i Hesab
|
2
|
||
Hendese-i Sathiye
|
1
|
||
3
|
Umumi Coğrafya
|
||
2
|
Tarih-i Umumi
|
||
2
|
Tari-i Tabi-i Hayvanat Bahsi
|
||
2
|
Resim Hattı “Taklidi”
|
||
2
|
Hüsn-i Hat
|
Türkî
|
|
Fransevî
|
|||
1
|
Muhtasar Usul Defteri
|
||
3
|
Elsine-i ihtiyariye
|
||
2
|
Müzakere
|
||
25
|
Kaynak:
Erdoğan, 2018: 55.
Hamidiye
Ticaret Mektebi’nin Ticaret Mektebi Âlisi’ne dönüştürülmesinden ve 1908’de ders
programının yenilenmesinden sonraki durum aşağıdaki gibi olmuştur (Erdoğan,
2018: 130):
Tablo
5: Ticaret Mektebi Âlisi Yeni Ders Programı (1908)
Dersler
|
Birinci
Sınıf
|
İkinci Sınıf
|
Üçüncü
Sınıf
|
Açıklama
|
İlm-i Hesab ve Hasabat-ı Sarrafiye
|
4
|
2
|
1
|
|
Malumat-ı Ticariye
|
2
|
|||
Usul Defteri
|
4
|
2
|
3
|
Üçüncüde Fransızca Tedris Olunacaktır.
|
Ticaretgâh İdaresi
|
3
|
5
|
Üçüncüde Fransızca Tedris Olunacaktır.
|
|
Hukuk-ı Medeniye ve ticaret-i berriye ve bahriye kanunları
|
2
|
2
|
1
|
|
Tarih-i Ticaret
|
1
|
|||
Coğrafya-yı Zirai, Sınaî, Ticari
|
3
|
2
|
Birincide Fransızca Tedris Olunacaktır.
|
|
Kimya-yı Tahlili
|
1
|
2
|
||
Fizik tatbikatı
|
1
|
1
|
||
Emtia-i Ticariye
|
3
|
1
|
Fransızca Tedris Olunacaktır.
|
|
İlm-i İktisad
|
1
|
2
|
||
İhsaiyyat
|
1
|
Fransızca Tedris Olunacaktır.
|
||
Lisan-ı Fransevi
|
4
|
3
|
||
Fransızca Muhaberat ve vesait-i ticariye
|
3
|
3
|
||
Usul-ı Maliye
|
2
|
|||
İstenografya ve yazı makinesi
|
1
|
1
|
2
|
|
Almanca, İngilizce
|
3
|
2
|
||
Toplam
|
25
|
25
|
25
|
Kaynak:
Erdoğan, 2018: 130.
Bursa
İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1972-73 ders yılı programı Tablo 6’da
ifade edildiği gibidir.
Tablo
6: Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi 1972-73 Ders Yılı Programı
I.
SINIF
|
II.
SINIF
|
Genel İktisat
Genel İşletme
İşletme Hukuku I
Genel Matematik
Genel Muhasebe I
Bilimsel Araştırma Teknikleri
|
İktisadi Sistemler
Uluslar arası İktisat
Sosyal İktisat
Yönetim ve Organizasyon
Maliye
İşletme Hukuku II
İstatistik
Genel Muhasebe II
|
III.
SINIF
(İşletme Şubesi)
|
IV.
SINIF
(İşletme Şubesi)
|
İşletme Yönetiminde Kantitatif Teknikler
Yönetim Ekonomisi
Pazarlama Yönetimi
Üretim Yönetimi
Finansman Yönetimi ve Politikası
Personel Yönetimi
Yönetim Muhasebesi
İşletme Vergiciliği
Proje Değerlemesi
|
İşletme Politikası (Personel Progr.- PP)
Personel Eğitimi ve Planlaması (PP)
Personel Psikolojisi (PP)
İş ve İşgören Değerlemesi (PP)
Sendikacılık ve Toplu Sözleşme Düzeni(PP)
Türkiye Ekonomisi (PP)
Türk Kamu Personel Yönetimi (PP)
Pazarlama Araştırması (Pazarlama Prog.)
Pazarlama Planlaması ve Organizasyonu (Paz. P.)
Müşteri Davranışları (Paz. P.)
Reklamcılık (Paz. P.)
Uluslararası Pazarlama (Paz. P.)
Fiziksel Dağıtım (Paz. P.)
|
Kaynak:
Öz-Alp, 1972: 175.
Haziran
1972’de toplanan Profesörler Kurulu, 1972-1973 ders yılından itibaren
uygulanacak yeni bir ders programı kabule etmiştir. Bu programa göre birinci ve
ikinci sınıflarda ortak bir program uygulanacaktır. Üçüncü sınıfta ise İktisat
Uzmanlığı, Muhasebe ve Vergi Uzmanlığı ile İşletme şubeleri açılmıştır. İşletme
şubesinde de dördüncü sınıfta Pazarlama ve Personel olmak üzere iki program
kabul edilmiştir (Öz-Alp, 1972: 175-176).
Hamidiye
Ticaret Mektebi’nden günümüze yaşanan değişimin boyutunu anlamada yukarıda
örnek olarak sıralanan çeşitli yıllara ve dönemlere ait dersler ve programlar
yardımcı olmaktadır. 70’li yıllardaki müfredatlar da bu değişim rüzgârından
etkilenmiş ve dersler ve bölümlerin çeşitliliği ve uzmanlaşma derecesi
artırılmıştır. Bununla birlikte günümüzün teknoloji ve iletişim araçlarının
geldiği noktada eğitim ve sınıf platformlarının yeniden gözden geçirilmesi
konusunda tartışmalar devam etmektedir. Çağın gereklerine uygun müfredat ve
yükseköğretim kurumunun ne olduğu sorusuna yanıt aranmaktadır.
2.İŞLETMECİLİK
OKULLARINA YÖN VEREN KURUMLAR
Türk
işletmecilik eğitiminin günümüzdeki noktaya gelmesinde yerli ve yabancı birçok
aktörün katkısı olduğu gözlemlenmektedir. Bu bölümde bu aktörler üzerinde
durulacaktır.
2.1.İŞLETMECİLİK OKULLARINA YÖN VEREN YABANCI KURUMLAR
Modern işletmecilik eğitim ve uygulamasının gelişimi esnasında, çeşitli yabancı kurumlar; akademisyen hareketliliği, öğrenci gönderme, öğretim üyesi getirme, maddi destek sağlama, ders müfredatlarını düzenleme gibi çeşitli şekillerdeki katkıları ile Türkiye’deki işletmecilik okullarına yön vermişlerdir. Fransız eğitim kurumlarına eğitim için gönderilen kişilerle başlayan yabancılarla olan etkileşim, daha sonraki süreçte Almanya ile devam etmiştir. Almanya’dan gelen akademisyenlerin işletmecilik (o dönemki ifade ile iş idaresi) konusundaki katkılarını yadsımak mümkün değildir. 1950’li yıllardan sonra ise bu defa Amerikan yönetim düşüncesi ile ciddi bir etkileşime girilmiş ve günümüze kadar gelen süreç başlatılmıştır. Bu süreçte etkili olan başlıca yabancı kurumları, Uluslararası Kalkınma Ajansı (Agency for International Development-AID), Ford Vakfı ve Harvard İş Yönetimi Okulu (Harvard Business School) şeklinde sıralamak mümkündür.
2.1.1.Uluslararası Kalkınma Ajansı (Agency for
International Development-USAID)
TOBB
ABD Pazarına Giriş Rehberi’nde Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası
Kalkınma Ajansı’nın (USAID), ABD dış yardımının gelişmekte olan dünyanın
vatandaşlarının hayatlarının iyileştirilmesi ve ABD’nin demokrasisinin ve
serbest piyasanın yaygınlaştırılmasındaki çıkarlarının ileriye götürülmesindeki
hedeflere ulaşmak için çalıştığı ifade edilmektedir. USAID, İkinci Dünya
Savaşı’ndan ve Truman Yönetiminin Point Four Programı’ndan sonra Marshal Planı
ile Avrupa’nın yeniden yapılandırılmasına kadar gitmektedir. 1961 yılında Dış
Yardım Tasarısı’nın kanun haline gelmesi USAID hakkındaki başkanlık
kararnamesinin çıkması ile neticelendi.
USAID
çalışmaları kapsamında ekonomik büyüme, tarım ve ticaret; küresel sağlık ve
demokrasi, çatışmanın önlenmesi ve insani yardım destekleri sunmaktadır. Bu
destekler dünya genelinde dört bölgede etkindir: Sub-Saharan Afrika; Asya ve
Yakın Doğu; Latin Amerika ve Karayipler ve Avrupa ve Avrasya (tobb.org.tr).
Washington
D.C. merkezli olarak faaliyetlerini sürdüren USAID, özel gönüllü
organizasyonlar, Amerikan işletmeleri, uluslar arası kurumlar, diğer yönetimler
ve diğer ABD hükümet kurumları ile yakın ortaklık içerisinde faaliyetlerini
sürdürmektedir (tobb.org.tr). USAID, Türkiye’deki işletmecilik eğitimi
konusunda Amerikan yönetim anlayışının yaygınlık kazanması için destek sağlayan
kurumlardan birisi olarak ifade edilmektedir. USAID desteğini alan yükseköğretim
kurumları, Amerikan üniversitelerinden iş idaresiyle
ilgili misafir öğretim üyeleri getirmeye ve asistanlarını yüksek lisans,
doktora dereceleri için Amerika’ya göndermeye başlamışlardır (Sargut, 2009: 52).
2.1.2.Ford Vakfı
Amerikan
Ford Vakfı (Ford Foundation), işletme yönetimi eğitimi ve uygulamaları
konusunda Türk işletmecilik okullarına önemli katkılarda bulunmuştur.
İşletmecilik eğitiminde önemli rol oynayan İşletme İktisadı Enstitüsü, Ford
Vakfı ve Harvard Üniversitesi’nin işbirliği ile 1954 yılında kurulmuş ve
1955’te de faaliyetlerine başlamıştır.
1950’li
yıllarda Amerika ile Türkiye arasında esen olumlu rüzgârlar, çeşitli alanlarda
işbirliği yapılmasını sağlamıştır. Ford Vakfı da özellikle 1952-1962 yılları
arasında birçok projede varlığını göstermiştir. Ford Vakfı, 1952 yılından
itibaren Türkiye’yle ilgilenmeye başlamış, eğitim alanında birçok çalışmaya
destek vermiştir (Kanbolat, 2005).
2.1.3.Harvard İş
Yönetimi Okulu
Harvard İş Yönetimi Okulu (Harvard Business School), işletmecilik eğitiminin ve pratiğinin yaygınlaştırılması konusunda katkı yapan kurumlar arasında yer almaktadır. İşletme İktisadı Enstitüsü’nün kurulması, vaka analizi derslerinin verilmesi, uzmanların gönderilmesi gibi çeşitli şekillerde sundukları katkılarla Amerikan yönetim ve işletmecilik yaklaşımlarının benimsenmesi ve yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Oluç
(1973) tarafından ifade edildiği üzere, İşletme İktisadı Enstitüsü’nün
kuruluş sırasında Harvard İşletmecilik Okulu ile oluşturduğu sıkı
bağlar, yeni işletme yönetimi kavramlarının ABD’den aktarılmasını sağlamıştır.
Aynı dönemde, İstanbul Üniversitesi, Harvard ile anılan örnek olay (case study)
yöntemini öğrenmek üzere beş profesörünü Harvard’a göndermiştir. Sözkonusu
öğretim üyelerinin ABD’den dönmesinin ardından, İşletme İktisadı Enstitüsü’nde
yeni dersler açılmış ve sertifikalı bir yüksek lisans programı başlatılmıştır
(Sargut, 2009: 54).
2.2.İŞLETMECİLİK
OKULLARINA YÖN VEREN YERLİ KURUMLAR
Çağdaş
işletmecilik eğitimi ve uygulamasının tesis edilmesinde rol alan başlıca yerli
aktörler, İşletme İktisadı Enstitüsü, Türk Sevk ve İdare Derneği, Sevk ve
İdarecilik Eğitim Vakfı, Robert Koleji ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi olarak
ifade edilmektedir. Bu kurumlar, işletme yönetimi eğitimi konusunda
yurtdışından aldıkları desteklerle birlikte yükseköğretim alanında ve iş
dünyasında işletme yönetimi teori ve uygulamalarının yerleşmesinde önemli bir
rol oynamıştır.
Ayrıca,
bu süreci yayınladıkları eserlerle destekleyen çeşitli kurumlar Öz-Alp ve Artan
(1977) tarafından hazırlanan bir bibliyografyaya göre şu şekilde
sıralanmaktadır; Bilimsel Yayınlar Derneği, Devlet Personel Dairesi, Devlet
Planlama Teşkilatı, Devlet Yatırım Bankası, İstanbul Reklam, İstanbul Ticaret
Odası, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Maliye Bakanlığı, Metot Bürosu, Milli
Eğitim Bakanlığı, Sosyal Bilimler Derneği, Ticaret Bakanlığı, Türk
Belediyecilik Derneği, Türkiye Halk Bankası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
ve dönemin yüksek öğretim kurumları.
2.2.1.İşletme
İktisadi Enstitüsü
İstanbul
Üniversitesinin İşletmecilik Fakültesi Kurulması İle İlgili Komisyon Raporu’na
göre İşletme İktisadı Enstitüsü İktisadı Enstitüsü, Ford Vakfı, Harvard Üniversitesi,
İktisat Fakültesi, Özel Teşebbüs ve İktisadi Devlet Teşekküllerinin işbirliği
ile kurulmuştur. Enstitünün amacı, “ekonomik kalkınma çabamızı ve sanayileşmemizi
büyük ölçüde engellediği görülen her alandaki yönetici eleman noksanlığını
gidermek” şeklinde belirlenmiştir.
Raporda
yer alan bilgilere göre, Enstitünün amaçlarına ulaşılması için bir taraftan
mevcut işletme yöneticilerini, modern işletmecilik bilgi ve tekniği ile
donatmaya çalışırken, diğer taraftan da farklı alanlarda olan üniversite ve
yüksekokul mezunlarına modern işletmecilik bilgileri vererek, onların
yöneticilik becerilerini geliştirmeyi sağlayacak olan uzmanlık kursları
düzenlenmiştir. Bütün bunlara ek olarak da modern işletmecilik bilgilerinin
yurt çapında yaygınlık kazanması için araştırma ve yayınlar yayılmıştır
(İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yıllığı, 1972).
İşletme
İktisadı Enstitüsünün daha çok “yönetici yetiştirme”ye yönelmesi nedeniyle de
bu yöneticilerin astları olarak görülebilecek personelin muhasebe ve
işletmeciliğin çeşitli kollarında teorik ve teknik bilgilerle donatılması
amacıyla, dört yıllık lisans eğitimini sağlayacak olan İşletme Fakültesi’nin
kurulması önerilmiş ve daha sonra bu öneri hayata geçirilmiştir (İstanbul
Üniversitesi İşletme Fakültesi Yıllığı, 1972).
2.2.2.Türk Sevk ve
İdare Derneği
Prof.
Dr. Behlül Üsdiken, Türk Sevk ve İdare Derneği’nin dört açıdan incelenmesi
gerektiğini ifade etmektedir. Bu dört
nokta şu şekilde sıralanmaktadır[1]:
-Türkiye’nin
1950’li yılların başından 70’lerin başlarına kadar olan yaklaşık 20 yıllık
dönem içerisinde daha önceki Fransız ve Alman etkisinden Amerikan etkisine
kayışının taşıyıcılarından birisidir. (İşletme İktisadı Enstitüsü, Milli
Prodüktivite Merkezi, Robert Koleji, ODTÜ diğer taşıyıcılar olarak
belirtilmiştir.) AID destekleri ile kurulmuştur. Siyasi ve iktisadi olarak ABD
ile işbirliği geliştirilmesinin neticesinde faaliyetlerine başladığı
düşünülmektedir.
-Bu
taşıyıcılığı yapan örgütler arasında diğerlerinden farklı olarak, değişik
taşıyıcılar değişik kesimlerle temas halinde bulunmuşlardır. İşletmecilik
alnının kurumsallaşma sürecinde yaşanan ad belirleme tartışması da yaşanmıştır.
İşletme İktisadı Enstitüsü, “İşletme idarecisi” ve “işletmecilik ihtisası”; Robert Koleji, “iş
idaresi”; Orta Doğu Teknik Üniversitesi ise “işletmecilik(management)” şeklinde
ifadeler belirlemiştir. Milli Prodüktivite Merkezi tarafından benimsenen ifade
ise “sevk ve idare” olmuştur. Bu kavramın askeriyeden alınmış olması büyük bir
ihtimal dâhilindedir.
-Türk
Sevk ve İdare Derneği, iş dünyasını yöneticilik(işletme) işinin içine
girmesine, onların gelişmesine özel sektörün doğrudan müdahale olmasını
sağlamak için düşünülmüş aktörlerden bir tanesi olarak görülmektedir. Eğitim
kurumu tesis edilmesinden önce iş dünyasından ilgili kesimlerle temas kurmaya
çalışılmıştır ancak karşılık bulmamıştır.
Üsdiken,
Giuliana Gemelli[2]
adındaki bir iktisat tarihçisinin “Sevk ve İdare Derneği’ni kurmaya
kalkmalarının nedeni, İşletme İktisadı Enstitüsü’nün fakültelerin elinde olduğu
için kısa sürede fazla teorik ve akademik hale yönelmesidir.” şeklindeki
ifadelerine yer vermiştir.
-Türkiye’de
doğal bir terim olarak karşılanan Yönetim Danışmanlığı’nın Türkiye’deki
örgütlü ilk örneği, Türk Sevk ve İdare Derneği olmuştur. “Yönetim Danışmanlığı”
şeklinde bir ad konulması, bunun ilk defa yapılması, kısa süreci yöneticilik
eğitim programlarının yapılması işlemleri Türk Sevk ve İdare Derneği tarafından
binlerce ve yüzlerce kişiye sunulmuştur.
Türk
Sevk ve İdare Derneği, “profesyonel yönetici” fikrini Türkiye’ye taşımak ve onu
yaymak üzere oluşturulan aktörlerden bir tanesi olarak ifade edilmektedir.
İşletmecilik fikrinin Türkiye’ye gelmesi ve yaygınlaştırılması açısından
oynadığı rol oldukça önemlidir. Bu dernek, özel sektörü değiştirmek için
kullanılan araçlardan birisi olarak da değerlendirilmektedir. Profesyonel
yöneticiler, emek ve sermaye kesimlerini barıştıracak bir unsur olarak
görülmüştür. Bu durum Peter Drucker’in (1954) Yönetim Uygulaması (Practice of
Management) isimli eserindeki ifadesi ile “özgür dünyanın kurtarıcıları”
şeklinde değerlendirilmiştir. “Özgür dünya” ifadesi emek ile sermaye arasındaki
barışmanın sağlandığı bir ortam olarak değerlendirilmiştir.
Derneğin
daha sonraki süreçlerde sürdürülebilirliğini sağlamaması muhtemel yönetim
sorunlarına bağlansa da, en öne çıkan değerlendirmelerden bir tanesi Prof. Dr.
Tamer Koçel tarafından III. İşletmecilik Tarihi Çalıştayı’nda ifade edildiği üzere,
faaliyet için gerekli olan finansmanın kesilmesi olmuştur. Bu durum “terzinin
kendi söküğünü dikememesi” deyimiyle izah edilmiştir.
2.2.3.Sevk ve İdarecilik Eğitim Vakfı
Sevk
ve İdarecilik Eğitim Vakfı, Ford Vakfı’nın (Ford Foundation) destekleri ile kurulmuştur. 1969
yılında İstanbul’da kurulan vakıf, her türlü endüstri ve ticaret kuruluşlarına
her kademe ve dalda sevk ve idareci yetiştirmek içi yapılan eğitimin
geliştirilmesine yardımcı olmak amacı ile faaliyetlerine başlamıştır (Öz-Alp,
1972: 103)[3].
2.2.4.Robert Koleji
1863 yılında İstanbul’da kurulan Robert Kolej, Amerika Birleşik Devletleri’nin kendi toprakları dışında ve uzak diyarlarda kurduğu ilk misyoner okulu olarak ifade edilmektedir. Kuruluş aşamasında başarılı olması konusundaki tereddütleri kısa sürede geride bırakmış ve dünya standartlarında eğitim veren bir kurum halini almıştır. Artan mezun sayısı, Osmanlı Devleti’nin son döneminde ortaya çıkan ulus devletlerin idari, bürokratik ve teknik eleman ihtiyacını karşılamıştır (Acun, 2015: 136). Kurum ilk olarak Bebek İlahiyat Okulu adıyla açılıp daha sonra Robert Koleji’ne ve son olarak da Boğaziçi Üniversitesi’ne dönüştürülmüştür (Gündüz, 2013: 84).
2.2.5.Orta Doğu
Teknik Üniversitesi (ODTÜ)
Türkiye ve Orta Doğu ülkelerinin
kalkınmalarına katkıda bulunmak, özellikle fen bilimleri ve sosyal bilimler
alanlarında eleman yetiştirmek Üzere 15 Kasım 1956 tarihinde "Orta Doğu
Yüksek Teknoloji Enstitüsü" adıyla eğitime başlamıştır. 1957-1958
öğretim yılı başında Mimarlık, Mühendislik ve İdari Bilimler Fakülteleri
kurulmuştur (metu.ed.tr). 1974 yılına dek özel seçme sınavıyla öğrenci almış;
1975 yılından sonra ise merkezi sınavla öğrenci almaya başlamıştır
(http://ba.metu.edu.tr). Amerikan işletme yönetimi anlayışının aktarımında önemli
bir rol oynamıştır.
2.3.İŞLETMECİLİK
EĞİTİMİNE YÖN VEREN İSİMLER
Türkiye'de
İşletme Biliminin Öncülerine Armağan
başlıklı esere göre ve son dönemde hakkında kitap ya da makale yayımlanan
Türkiye’de işletmecilik eğitimine yön veren isimler arasında aşağıdaki isimler
yer almaktadır[4]:
Prof.
Dr. Alfred Isaac, Prof. Dr. A Ali Özeken, Prof. Dr. Muhlis Ete, Prof. Zühtü
İnhan, Prof. İsmet Alkan, Prof. Dr. Mustafa Aysan[5], Prof.
Dr. Muhan Soysal[6],
Ergün Zoka.
İşletmeciliğin
akademik ve pratik alanda yaygınlaşmasında rol alan isimlerin sadece yukarıda
ifade edildiği kadarıyla kalması mümkün değildir. Bu alana katkı sağlamış olan
isimler ve yapmış oldukları katkıların somut bir biçimde ortaya konması ve
gerekirse “armağan” eserlerin yayımlanarak farkındalık oluşturulması
gerekmektedir.
3.İŞLETMECİLİK
EĞİTİMİ ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR
İşletmecilik eğitimi üzerine yapılan akademik çalışmalar genel olarak bu bölümde ele alınmaktadır.
Ete
(1937), günümüzde işletme/işletmecilik ya da işletme yönetimi gibi kullanılan
kavramın kökenlerini Alman ekolüne dayandırarak “işletme ekonomisi”
şeklinde Türkçeleştirdiği terim üzerinden bu yeni bilim dalının gelişim
sürecini farklı ülke tecrübelerini bağlamında ele almıştır. ABD’de “Business
administration” ya da “Business economics”; Fransa’da “Organization
et explotation des entreprises” ya da “Gouvernement et administration
des entreprises” şeklinde ele alınan “işletme ekonomisi”nin tecrübeleri üzerinde
durmuştur.
Güvemli
(2003), İktisadi ve Ticari İlimler Akademileri tarihi üzerine yapmış olduğu
kitap çalışmasında, yükseköğretim kurumları, akademiler, dünyadaki akademi
uygulamalarındaki gelişmeler, iktisadi ve ticari ilimler akademilerinin kuruluş
ve gelişmeleri, kurucuları, 2000-2003 yılları arasında emekli olan muhasebe ve
finansman alanındaki akademisyenlerle gerçekleştirilen söyleşiler ve bu eğitim
kurumları hakkındaki yasal düzenlemeleri ele almıştır. Bu kurumlar, Hamidiye
Ticaret Mektebi’nin (1883) Ticaret Mektebi Âlisi (1915) ve daha sonra da Yüksek
İktisat ve Ticaret Mektebi (1923) gibi çeşitli isimler ve değişiklikler
geçirmesinden sonra, 1959 yılında çıkarılan “Akademiler Kanunu”
kapsamında “İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi” halini almıştır
(yuksekticaretli.org). 1982 senesinin Temmuz ayında çıkarılan 41 sayılı Kanun
Hükmündeki Kararname ve 28 Mart 1983 tarihinde yürürlüğe giren 2809 sayılı
kanun ile iktisadi ve ticari ilimler akademileri çeşitli üniversitelerin
fakülteleri haline dönüştürülmüştür (yuksekticaretli.org).
Erdem
(2006), yükseköğretimde yaşanan değişim ve dönüşüm üzerinde küreselleşmenin
rolüne dikkat çekmektedir. Küreselleşmenin de etkisi ile bölgesel işbirliği
girişimlerinin hız kazandığına dikkat çekilen makalede, ekonomi, eğitim ve
özellikle de yükseköğretimde yaşanan değişim üzerinde durulmaktadır. Bu
değişime uyum ize bir sorunluluk olarak görülerek üniversitelerin değişimi
yönetmesi ve beklenen değişimi başlatması gerekliliğine işaret edilmektedir. Dünyada
“Anglo-Sakson Modeli” ve “Kıta Avrupa’sı Modeli” olmak üzere iki
tür üniversite yönetim sisteminin varlığına dikkat çekilen çalışmada,
yükseköğretimin finansmanı, yönetimi, akreditasyonu, akademik personel,
küreselleşme ile gelen değişim vb. konular üzerinde durularak, eğitim-öğretim,
bilimsel araştırma ve topluma hizmet görevlerini üstlenen üniversitelerin
bugünden gelecek için önceliklerini belirlemelerinin önemi vurgulanmaktadır.
Aytemur
(2007), Sümerbank örneği üzerinden Türk yönetim düşüncesinin 1930-45 yılları
arasındaki evrilme sürecinin anlaşılmasına yönelik çalışmasında ülkenin
akademik hayatının yaşadığı süreci de ele almıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan
1933’e kadar geçen süreçte Avrupa’nın ekonomik güçlerinden olan Almanya ile
olan siyasi, kültürel ve ticari bağlar, öğrencilerin Almanya’ya mesleki eğitim
görmeleri ve deneyim kazanmaları için gönderilmesine neden olduğu ifade
edilmiştir. 19 yüzyılın sonları itibariyle Almanya’da işletme yönetiminin
incelenebileceği ve akademik çevrelerde öğretilebileceği düşüncesi ortaya
çıkmış ve dönemin güçlü ülkesi olmasından dolayı bu düşünce birçok Avrupa
devletini ve dolayısıyla da Türkiye’yi etkilemiş ve “betriebswirtschaftslehre
(BWL)” kavramı “işletme ekonomisi” ya da “işletme iktisadı”
olarak aktarılırken, ilk ders kitabı da “İşletme İktisadı” adıyla 1937 yılında yayımlanmıştır. Alman
işletmecilik yaklaşımlarının yaygınlaşmasında ise 1933-1953 yılları arasında
Türk üniversitelerinde görev alan akademisyenler ile Almanya’ya eğitime
gönderilen Türk Akademisyenlerin etkili olduğu ifade edilmiştir (Üsdiken ve
Çetin, 1999;Akt: Aytemur, 2007: 86-87).
Sargut
(2009), Türkiye’de işletme yönetimi eğitimini kurumsal kuram çerçevesinde
incelemiş ve çeşitlilikten eşbiçimliliğe doğru bir yönelimin olduğunu ifade
etmiştir. Yönetim eğitiminin başlangıcının 1882’de kurulan Yüksek Ticaret
Okulunun Batılı eğitim modelini Türkiye’ye taşıma misyonu ile kurulduğunu ifade
eden Sargut, o dönemde okulların ve yüksek okulların Fransız Grandes Ecoles
yapılanması bağlamında teşkil edildiğini belirtmiştir. Darülfünun’un
kapatılması ve İstanbul Üniversitesi’nin kurulması ile Batılı eğitim tarzı
konusunda yeni bir aşamaya geçildiğine dikkat çekilen çalışmada daha özellikle
2. Dünya Savaşı sürecinde Alman modeline yakın üniversitelerin ortaya çıkması
ve ellili yıllara doğru da daha sonradan (1971) Boğaziçi Üniversitesi’ne
dönüşen İstanbul’daki Robert Koleji ve Ankara’daki Orta Doğu Teknik
Üniversitesi ile Amerikan ekolünün eğitimdeki ağırlığı hissedilmeye başlamıştır
(Sargut, 2009: 52). İşletmecilik eğitimi konusunda yüksek öğretim kurumlarında
yaşanan bu değişim ve dönüşümü ise Sargut, 1981 tarihli YÖK yasasının baskıcı
eşbiçimsel etkisi; liberalleşme eğilimin piyasada meydana getirdiği
belirsizliği aşmak için teknik çevreye öykünme ve onları taklit etme; ve son
olarak meşruiyet sağlama ve profesyonellik adına Kuzey Amerika modeli
çerçevesinde bir eğitim sistemi ve müfredatı uygulamaya yönelik normatif bir
eşbiçimlilik süreci ile açıklamaktadır (2009: 59).
Üsdiken
ve Erçek (2009), 1943-1948 yılları arasında yayımlanmış olan işletme
konularında uygulama dünyasına yönelik Türkiye’deki ilk dergi olduğu ifade
edilen, “İşletme-İşletme Ekonomisi ve Organizasyon Mecmuası”nı ele
almıştır. Derginin daha çok Almanya kökenli “işletme iktisadı” bağlamında
yayınlara yer verdiğini belirten yazarlar, yayınların işletme “dünyasına
ulaşma, pratik bilgilere yer vererek uygulayıcılara yol gösterme” gibi
amaçlar taşıdığını ifade etmiştir (Bkz Tablo 1). İlgili çalışmada, sözkonusu
dergi aracılığı ile başta “işletmecilik” kavramı çerçevesinde başlatılan
meslekleşme mücadelesi ele alınmıştır (Üsdiken ve Erçek, 2009: 53).
Tablo
7: İşletme Mecmuası’nda Yayınlanan Makalelerin Derginin Bölüm Başlıklarına göre
Dağılımı
Kaynak:
Üsdiken ve Erçek, 2009: 59.
Üsdiken
(2009), çalışmasında iş hayatına yönelik yükseköğretim alanının yeniden
şekillenişini 1955-1975’li yıllar bağlamında ele almış ve Amerikan yönetim
anlayışının Türkiye’de uygulanan programlar, verilen dersler ve ileri sürülen
amaçlar açısından geçirdiği değişim süreci incelenmiştir. Yapılan bu inceleme
sonucunda tarihsel sürecin sağladığı veriler de kurumsalcı yaklaşım açısından
değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, doğrudan müdahale ve örnek alma yolu ile
dışarıdan gelen yönetim modellerinin örgütsel alan üzerindeki etkileri ve
yaygınlaşma biçimi üzerinde durulmuştur.
Özkul
(2012), 19. yüzyıl Türk yükseköğretiminde işletme eğitimini incelediği
makalesinde günümüz işletme eğitimi anlayışına en yakın sayılabilecek olan
yükseköğretim kurumlarının Batılı anlamda eğitimin benimsendiği ve Sanayi
Devrimi sonrası koşullara uygun olarak eğitim verilmeye başlandığı kurumlar
olduğunu ifade etmektedir. Bu kurumların 19. Yüzyılın ikinci yarısında ortaya
çıkmaya başladığını belirten Özkul (2012: 223), doğrudan işletmecilik bilgisi
ve işletme yönetimine yönelik olmasa da yönetim, iktisat ve muhasebe gibi
alanlarda dersler verilen Mülkiye Mektebi ve Darülfünun gibi yükseköğretim
kurumlarının mevcudiyetine dikkat çekmiştir. Yazar, işletme ile ilgili eğitim
veren kurumları, medreseler, Enderun Mektebi, Darülfünun, muhasebe okulları,
Mülkiye Mektebi, Hamidiye Ticaret Mektebi başlıklarında incelemiştir. Osmanlı’da
klasik dönem eğitim kurumları olan Medreseler ve Enderun Mektebi’nin zamanın
şartlarına uygun bir eğitim düzeyine sahip olduğunu belirten Özkul (2012:
238-239), 19. yüzyıl itibari ile devletin geçmişteki gücünü geri kazanmak adına
Batılı tarzda okullar açtığını ve o dönemde yükseköğretimde en çok örnek alınan
ülkenin Fransa olduğunu ifade etmektedir.
O dönemde, toplumsal eğilimin ticaretin ya da işletmeciliğin eğitim
aracılığı ile öğrenilebileceğine sıcak bakmamasından dolayı Hamidiye Ticaret
Mektebi’nin “en zor açılan okul” olduğu şeklinde
bir kanaatin yerleştiğini aktarmaktadır.
Pazarcık
(2016), Türkiye’de yüksek lisans eğitimine ilk olarak görülen, 1954 yılında
İstanbul Üniversitesi bünyesinde kurulan İşletme İdaresi Kursları hakkında
gerçekleştirmiş olduğu sözlü tarih çalışmasında, 1956 yılındaki I. İşletme
İdaresi Kursunda yer alan öğretim üyesi, öğretim elemanı ve kursiyer olarak yer
alan kişilerle görüşmüştür. Yapılan çalışma sonucunda, I. İşletme İdaresi Kursu ve sonrasında
çalışmaların işletme yöneticisi yetiştirmek amacını güden ilk çalışmalar olduğu
teyit edilirken, bu faaliyetlerin günümüz iş dünyası ve işletmecilik eğitimi
alanını doğrudan ya da dolaylı olarak etkilediği gözlemlenmiştir. Bunun
yanında, belirlenen bir takım hedeflere de ulaşılamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Sözkonusu çalışma, günümüzdeki İşletme Yüksek Lisans Programlarının geçmişten
günümüze yaşamış olduğu değişim sürecine ışık tutmaktadır (Pazarcık, 2016: 9).
Eroğlu
(2016), 1923’te günümüze Türkiye’de insan kaynakları yönetiminin (İKY)
gelişimini inceleyerek tarihsel süreçleri değerlendirmiştir. Özellikle Amme
İdaresi Dergisinde yayımlanan makalelerin ele alındığı çalışmada, İKY’nin ABD
eksenli gelişim çizgisine dikkat çekilmiştir. Bu durum 1923-1946 (Tek Partili
Dönem),1947-1962 (Amerika Birleşik Devletlerinin Sahneye Çıkması),1963- 1980
(Çalkantılar İçinde Meslekleşme ve Dönüşüm) ve 1981- Günümüze (Mesleği Tekrar
Tanıma: İnsan Kaynakları Yönetimi Dönüşümü) şeklinde dört dönem çatısı altında
incelenmiştir.
Üsdiken
(2018), 1930’lı ve 1950’li yıllar arasında Türkiye’deki işletme yönetimi eğitiminin
(betriebswirtschaftslehre-BWL) tarihsel sürecini ve bu süreç üzerinde
Alman iş idaresinin (betriebswirtschaftliche) etkisini ele almıştır.
Alman yönetim anlayışının ülkede yaygınlaşması ve bu dönemde ülkeye sığınan
Alman akademisyenlerinin katkılarına dikkat çekilen araştırmada, 1950’lerde
artan Amerikan etkisi ile birlikte iktisat ağırlıklı Alman iş idaresi anlayışının
önemini yitirdiği ifade edilmekte ve son olarak bu anlayıştan günümüze kalan
izler üzerinde durulmaktadır.
İstanbul
Yüksek Ticaret ve İktisat Okulu’nun 75. Yıl dönümü (1958) kapsamında Sayar
(2018) tarafından kaleme alınan “İktisadi ve Ticari İlimlerle Meşgul Yüksek
Tahsil Müesseseleri” başlıklı yazı Muhasebe ve Finans Tarihi Araştırmaları
Dergisi tarafından özel kitaptan iktibas edilmiştir. Sözkonusu bölümde, Belçika
(1852), İtalya (1869), Fransa (1881) gibi ülkelerde kurulmaya başlanan Yüksek
İktisat ve Ticaret Mekteplerinin Almanya, İngiltere ve İsviçre gibi ülkelerle
birlikte Türkiye’de de kurulması ve yaşanan süreç üzerinde durulmuştur. Bu
eğitim kurumlarına olan ilginin o dönemde yüksek olmasının nedeni de Fransız
filozof Alfred Fouilleee’den[1]
yapılan şu alıntı ile ortaya konulmuştur (Sayar, 2018: 248):
“Son zamanlarda memleketimizde bir yandan edebiyat, felsefe ve
güzel sanatların, bir yandan da ticaret ve endüstri faaliyetlerinin gerilemesi,
Fransa’nın istikbali için iki büyük tehlikedir. Fakat bunlardan ikincisi,
birincisinden daha vahim neticeler doğuracaktır… Fransız genç nesli iktisat ve
ticaret sahasında, komşu memleketlere nazaran, pek cılızdır. Hâlbuki istikbalin
milletlerarası mücadelesi tamamen ekonomik ve teknik bir savaşma olacaktır.”
Bu
yaklaşımı destekler mahiyette bir örnek de Türkiye’de gerçekleşmiştir. 16 Ocak
tarihinde 136 yaşına girecek olan Hamidiye Ticaret Mektebi Âlisi, Dünya Harbi
yıllarında, eşine az rastlanan bir şekilde, 22 kişilik öğretim heyetiyle üç yıl
boyunca sadece bir talebeye[2]
hizmet etmiştir ve buna rağmen müessese faaliyetini durdurmamıştır (Sayar,
2018: 253).
Eğitim
kurumlarının nicelik olarak artış yaşandığı Cumhuriyet döneminde de nitelik
konusunun önemine dikkat çekilmiş ve Sayar (2018: 254) bu durumu şu şekilde
dile getirmiştir:
“Yüksek İktisat ve Ticaret Okullarını, sayı itibariyle
fazlalaştırırken, evsaf bakımından ihmal etmemek, Batı memleketlerinde, asrımız
ihtiyaçlarına göre, kurulan ve teşkilatlandırılan müesseseleri örnek tutmak
lazımdır.”
Erdoğan (2018), “Hamidiye Ticaret Mektebi” başlıklı yüksek lisans
tezini kitaplaştırarak işletmecilik eğitiminin ilk örneklerinden birisinin
yaşadığı sürecini araştırmacıların ilgisine sunmuştur. Bu eserde, Hamidiye
Ticaret Mektebi kuruluncaya kadar Osmanlı Devleti resmi okullarında ticaret
eğitimi, gayrimüslim tebaa ve yabancı devletlerce açılmış olan ticaret
mektepleri, Hamidiye Ticaret Mektebi’nin açılışı-kapatılması ve yeniden
faaliyete başlaması, II. Meşruiyet dönemindeki faaliyetleri ve son olarak da
mütareke dönemi ve sonrası Ticaret Mekteb-i Âlisi konuları ele alınmıştır.
TARTIŞMA
Küreselleşme,
rekabet, teknoloji, iletişim ve ulaştırma gibi alanlarda yaşana değişim ve
gelişim, işletmecilik ya da işletme yönetimi konusunda verilen eğitimin bu
değişime ayak uydurması zorunluluğunu ortaya koymuştur. İşletmecilik
okullarının ayak uydurması gereken bu sürece yönelik Aysan (2005), Harvard
Business School’da (HBS) 2004 yılında gerçekleştirilen bir toplantıyı örnek
göstermektedir. HBS, söz konusu toplantıda, eski öğrencilerinin bilgilerini
tazelemek adına otuzdan fazla konu üzerine tartışma düzenlemiş ve bu
etkinliklerin sonucunda işletme yönetimi eğitimi bağlamında bir değerlendirme
yapılmıştır.
HBS
tarafından 30 Eylül- 3 Ekim 2004 tarihinde gerçekleştirilen mezunlar toplantısı
tartışmalarından sonra, işletme yönetimi alanında meydana gelen son gelişmeler
32 başlık altında toplanmıştır. Aysan (2005: 53-60), bu başlıkları şu şekilde
aktarmıştır:
-Perakende ticaretteki en büyük devrim,
-Küçük işletmelerin yönetimi ve büyütülmesi: Eskitilemeyen temel
sorun,
-Maliyet, yatırım, yenilikler ve yaratılan değerler,
-Büyüyen işletmede yükseliş, tepedeki yerin korunması ve çöküşün
önlenmesi,
-Başarılı ailelerin birikimleri ve birikimlerin kullanılması,
-Müşteri gücünün işletme başarısına dönüştürülmesi,
-Risk sermayesi ve 1979’dan bu yana işletmelere sermaye sağlanması,
-HBS’nin başarı modelleri programı,
-Müşteri odaklı sağlık hizmetleri,
-“Dengeli Notlandırma Tekniği” ile strateji odaklı örgütlerin
yaratılması,
-Başarılı (geleceği parlak olmuş) girişim deneyimlerinden
çıkarılacak dersler, girişimcinin pazarlanması,
-Yüksek riskli işletmelere sermaye sağlama hedefi (venture capital)
hisse senedi fonlarının yönetimi,
-Yirmi birinci yüzyılın başında “Bilgi çağında Yönetim” ve son 40
yılda bilgi çağının yaşadığı gelişim,
-Profesyonel hizmet firmalarında liderlik,
-Kurumsal yönetişimin (Corporate Governance) sağlanması için
yönetim kurulu üyelerine sunulması gereken bilgiler,
-Bilimsel çalışma, kar amaçlı işletmeye dönüştürülebilir mi? Biotek
örneği,
-Liderliğin anlamı, büyük lider nasıl tanımlanır?,
-Columbia uzay mekiği faciasından çıkarılacak liderlik dersleri,
-Finansal değerleme yanlışlarının önlenmesi,
-Girişimcilikte aklın egemenliğini araştırmak,
-Enron macerası,
-Etkili müzakerelerin özellikleri,
-Sürdürülebilir Pazar liderliğinin sağlanması,
-Başarıda kalıcılığa ulaşmak,
-Büyük yöneticilerden alınacak dersler,
-Stratejik çeviklik, sürekli değişimin yönetimi,
-Harvard İşletme Şirketi’nin iç yüzüne, fonların yönetiliş biçimine
bakış.
HBS
bünyesinde gerçekleştirilen bu değerlendirme ve gelecek vizyonu kazandırma
toplantısında yönetim alanındaki güncel sorunlar ve gelişmelere ışık tutmanın
yanında yerel ve küresel bazda politik ve bilimsel diğer gelişmeler hakkında da
çeşitli konferanslar düzenlenmiştir. Mezunların sorunlarının da ele alındığı bu
etkinliklerde, mezunların hem bilgi sahibi olmaları hem de mevcut bilgilerini
güncellemeleri imkânı sunulmuştur Aysan (2005: 60).
Ülkemizde
de yükseköğretim kurumlarının benzer bir şekilde çağın gereklerine uygun
mezunlar yetiştirmek adına benzer bir değerlendirme ve gelecek projeksiyonu
sunması gerekmektedir. İşletmecilik eğitiminin verildiği kurumların yeni
mezunlarına çağın koşullarına hazır olarak yetiştirmesinin yanında, önceki
yıllarda vermiş olduğu mezunlarının bilgilerini yenilemek ve onlara güncel
verileri sunabilecek bir kapasiteye erişmesi işletmeler ve mezunları adına
–dolayısıyla da ülke adına- önemli bir itici güç olacaktır.
Gordon
ve Howell (1959) tarafından[3] yapılan
araştırmada işletmecilik okullarının sahip olduğu eksiklikler aşağıdaki gibi
sıralanmıştır (Öz-Alp, 1972: 106):
-Akademik standartlar çok düşüktür.
-Liselerden mezun olan çok az üstün çocuk bu kurumlara gelmektedir.
-Programlarda, uzun vadede öğrenciye ve işletmelere pek fayda
sağlamayacak çok sayıda meslek dersine yer verilmiştir.
-Birçok okulda uygulanan öğretim metotları, öğrencilerin analitik
ve yönetme yeteneklerini geliştirmekten uzaktır.
-Öğretim üyelerinin kalitesi yeteri kadar yüksek değildir. Birçok
öğretim üyesi, iş hayatında ve akademik disiplinlerde meydana gelen gelişmeleri
izleyememektedir.
-İşletmecilik okullarının çoğunda araştırma faaliyetleri çok
zayıftır.
Gordon
ve Howell (1959) tarafından ortaya konan gerçeklerin benzer bir durumunun Türk
yüksek öğretim kurumlarında da söz konusu olduğunu ifade eden Öz-Alp,
tespitlerini şu şekilde sıralamıştır (1972: 106-107):
-Öğrenciler, çoğunlukla kalabalık sınıflarda, tartışmaya hiç yer
vermeden, teksir edilmiş (çoğaltılmış) ders notlarını ezberleyerek imtihanlara
girmektedirler.
-Öğrenci sayısı ile karşılaştırıldığında öğretim üyesi sayısı çok
düşüktür.
-Öğrencilerin derslere devam zorunluluğu yoktur.
-Bütün öğrenciler okula geldiği takdirde bunlara yer bulmak büyük
bir mesele olacaktır.
-Öğrenciler genelde imtihana girmeden bir ay önce ders çalışmaya
başlarlar.
-Son yıllarda imtihanlara ve bunların değerlendirilmesine ayrılan
zaman, öğretime ayrılan zamanı fazlası ile geçmiştir.
-Mevcut okul binaları yeterli değildir.
-Birçok okulun öğrencilerin yararlanabileceği kütüphanesi yoktur.
-Modern işletmecilik konularında Türkçe hazırlanmış materyalin
yeterli olmaması yüzünden, öğretim üyeleri sınıfta kendilerinin hazırladığı
ders notlarını kullanmaktadırlar.
-İşletmecilik okullarının idari teşkilatları da bu okulların
gelişmesini engelleyen başka bir husustur.
-Bazı okulların içine kapanık olması ve dış ilişkilerinin azlığı
gelişmelerini önleyen başka bir faktör olmuştur.
Yukarıda
sıralanan ifadelere ek olarak, liselerden üstün başarılı öğrencileri çekmekte
yetersiz kalan yükseköğretim kurumlarının bütün çabalarına rağmen fazla
başarılı olamayacağına dikkat çekilmektedir (Öz-Alp, 1972: 110).
DEĞERLENDİRME VE
SONUÇ
Türk
işletmecilik okullarının yaşamış olduğu değişim ve dönüşümün incelendiği bu
çalışmada, yaşanan süreç tarihsel olarak ele alınmıştır. Modern işletme
yönetimi ve işletmecilik eğitimi sürecinin kurumsallaşmasının Tanzimat
Dönemi’ne kadar uzandığını ortaya koyan bu çalışmada, Fransız, Alman ve
Amerikan yönetim ve işletmecilik düşüncesinin etkileri neticesinde atılan
adımlar genel olarak bir kronoloji içerisinde verilmiştir. Çağdaş yönetim
yaklaşımının uygulanması ve çağa uygun işletmecilik eğitiminin verilmesi
kaygısı ile atılan adımlar günümüzdeki yükseköğretim kurumlarının ve
işletmecilik uygulamalarının doğması için gerekli ortamı hazırlamıştır.
Günümüzde
iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ve küreselleşmenin tetiklediği
değişim, yeni bir uyum sorununu gündeme getirmektedir. Çağın çalışma ve
istihdam sorunlarına çözüm getiren ve bu konuda çağa uygun yönetici adaylarını
ve yönetim araştırmacılarını yetiştiren işletmecilik okullarının geliştirilmesi
gerekmektedir.
Son
yıllardaki üniversite sınavları ve tercih dönemlerinde açık bir biçimde kan
kaybına uğrayan işletme bölümünün nitelikli öğrenciler tarafından tercih
edilmesini sağlayacak olan yapısal değişikliklerin acilen gerçekleştirilmesi ve
işletmecilik okullarının gözde kurumlar haline gelmesi sağlanmalıdır.
Gelecekteki
araştırmalarda, öğrenci yıllıklarının, dönemin akademisyenleri için hazırlanan
“armağan” olarak ifade edilen eserlerin incelenmesi, işletmecilik eğitimi
tarihi hakkında yeni bilgi ve tecrübelerin günümüze aktarılmasına katkı
sağlayacaktır. Ayrıca, alanın duayenleri ile sözlü tarih çalışmasının yapılması
mevcut birikimlerin kalıcı olmasına yardımcı olacaktır.
KAYNAKÇA
Acun,
F. (2015). Robert Kolej Mezunları ve Meşhurları, Türk Tarih Eğitimi
Dergisi, 4(2), 136-164.
Aysan,
M. (2005). İşletme Yönetimi Eğitimindeki Son Gelişmeler, Muhasebe ve
Finansman Dergisi, 26. Sayı, 51-60. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/425872.
Erdem,
A. R. (2006). Dünyadaki yükseköğretimin değişimi. Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 299-314.
Erdoğan,
A. (2018). Osmanlı Devleti’nin ilk ticaret mektebinden Marmara Üniversitesine:
Hamidiye Ticaret Mekteb-i Alisi. 1. Baskı, Yeditepe Yayınevi: İstanbul.
Eroğlu,
O. (2016). 1923’ten günümüze Türkiye’de insan kaynakları yönetiminin gelişimi, Uluslararası
Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, 12(29), 181-193.
Ete,
M. (1937). İşletme Ekonomisi İlmi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Mecmuası, Cilt 3, 51-69.
Gündüz,
M. (2013). Robert Koleji Üniversitesinin Kuruluş Hikayesi, Eğitime Bakış
Dergisi, 9(27).
Gürüz,
K. (2003). Dünyada ve Türkiye’de yükseköğretim: Tarihçe ve bugünkü sevk
ve idare sistemleri, Cem Web Ofset, İkinci Baskı.
Güvemli,
O. (2003). İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Tarihi, Avcıol
Basın Yayın, 1. Baskı.
İstanbul
Üniversitesi İşletme Fakültesi Yıllığı.
(1972). Birinci Bölüm.
Kanbolat,
E. (2005). Hazırlanışı ve Uygulanması Açısından Osmanlı’dan Cumhuriyet’e
İlköğretim Programları (1913-1968), İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Namal
Y. ,ve Karakuzu, H. (2016). Türkiye’de üniversite açma politikasına bir örnek:
Doğu üniversitesi fikrinden Atatürk Üniversitesine. Tarih Okulu Dergisi,
9(27), 481-517.
Özkul,
A. S. (2012). 19. Yüzyıl Türk Yükseköğretiminde İşletme Eğitimi, Süleyman
Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(16).
Öz-Alp,
Ş. (1972). Yeni Gelişmeler Karşısında İşletme Yöneticileri ve İşletmecilik
Eğitimi, Sevinç Matbaası, Ankara.
Öz-Alp,
Ş., ve Artan, S. (1977). Türkiye’de yayımlanmış işletmecilik kitapları.
Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Yayını.
Pazarcık,
Y. (2016). Türkiye’de Yüksek Lisans Eğitiminde İlk Adım: İşletme İdaresi
Kurslarına İlişkin Bir Sözlü Tarih Çalışması, İstanbul Üniversitesi
İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt 45, Özel Sayı, 9-25.
Sargut,
S. (2009). Türkiye'de İşletme Yönetimi Eğitiminin Kurumsal
Çerçevesi: Çeşitlilikten Eşbiçimliliğe, Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi İİBF Dergisi, 4(1), 51-63.
Sayar,
N. (2018). İktisadi ve ticari ilimlerle meşgul yüksek tahsil müesseseleri. Muhasebe
ve Finans Tarihi Araştırmaları Dergisi, 247-256.
Üsdiken,
B., ve Erden, Z. (2001). Örnek alma, mecbur tutulma ve geçmişe bağımlılık:
Türkiye'deki yönetim yazınında değişim. Amme İdaresi Dergisi,
34 (4). pp. 1-31. ISSN 1300-1795
Üsdiken,
B., ve Erçek, M. (2009). Türkiye’de iş dünyası için ilk “işletme” dergisi:
İşletme-işletme ekonomisi ve organizasyon mecmuası. Yönetim Araştırmaları
Dergisi, 9(1), 53-90.
Üsdiken,
B. (2018). Betriebswirtschaftslehre in der Türkei in den 1930er–1950er Jahren.
W. Matiaske ve W. Weber (Editörler) Ideengeschichte der BWL ABWL,
Organisation, Personal, Rechnungswesen und Steuern, Springer Gabler, 549-560.
Üsdiken,
B. (2009). Bir örgütsel alanın yeniden şekillenişi: Türkiye’de is hayatına yönelik
yüksek öğretimde değişim, 1955-1975. ODTÜ Gelişme Dergisi, 35
(Özel Sayı), 2009, 1-40.
Hamidiye Ticaret Mektebinden Marmara Üniversitesine Okulumuzun
Tarihçesi… http://www.yuksekticaretli.org/dernek-hakkinda.html, 09.01.2019.
TOBB
ABD Pazarına Giriş Rehberi, https://tobb.org.tr/AvrupaBirligiDairesi/Dokumanlar/Projeler/abd/ABDPazarinaGirisRehberi.pdf, 08.01.2019.
http://www.metu.edu.tr/tr/tarihce, 09.01.2019.
DİPNOTLAR
[1] Bk.
Fouillee Alfred, L’Enseignement au point de vue national, cite par Dr. Auguste
Foubert, L’Enseignement Commercial Superieur en France et a I’Etranger, Paris,
1922.
[2]
1915-1918 yıllarındaki mektebin tek talebesi, 1958 de 40’ıncı hizmet yılını
tamamlayarak emekliye ayrılan Profesör İ. Nail Esin olmuştur (Sayar, 2018:
253).
[3] Gordon,
R. A., ve Howell, J. E. (1959). Higher Education for Business. New York:
Columbia University Press Inc.
[1] III.
İşletmecilik Tarihi Çalıştayı
[2] Giuliana
Gemelli’nin “The Ford Foundation and Europe
(1950's-1970's):Cross-fertilization of Learning in Social Science and
Management” başlıklı eseri başta olmak üzere Ford Vakfı ve diğer vakıflar
üzerine çeşitli yayınları bulunmaktadır.
[3] Öz-Alp
(1972), bu konu hakkında Hacettepe Üniversitesi Bülteni 1969-1970 (Ankara:
Hacettepe Tıp Merkezi Vakfı Matbaası, 1969), s.78-80, Sevk ve İdarecilik Eğitim
Vakfı Senedi Madde 3’e bakılmasını önermektedir.
[4]
İstanbul Üniversitesi. İşletme Fakültesi (1985). Türkiye'de işletme biliminin
öncülerine armağan: (Prof. Dr. Alfred Isaac, Prof. Dr. A. Ali Özeken, Prof. Dr.
Muhlis Ete, Prof. Dr. Zühtü İnhan, Prof. Dr. İsmet Alkan), 3324. cilt, İşletme
Fakültesi yayın no; 167.
[5][5]Hakkında
Muhasebe ve Finans Tarihi Araştırmaları Dergisi’nin 16. sayısında (s.
2-18) “Türkiye’de Muhasebe Dünyasının
Vizyonunu Değiştiren Akademisyen: Prof. Dr. Mustafa A. Aysan” başlıklı bir
makale kaleme alınmıştır. Yücel, G., Adiloğlu, B., Güvemli, O. (2019). http://dergipark.gov.tr/download/article-file/614804
[6]“ O,
Muhan Soysal'dı” başlıklı eser, Prof. Dr. Muhan Soysal hakkında önemli bir
bilgi kaynağıdır. Bkz: Akman, H., Babaoğlu, M. (2011). O Muhan Soysal’dı.
İkinci Baskı. Mikado Yayınları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder