Kontrol odağı




Kontrol odağı kavramı ilk kez Rotter (1966) tarafından, sosyal öğrenme kuramı 
çerçevesinde yapılandırılmış bir kişilik özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu teoriye 
göre, kişiler başlarına gelen iyi veya kötü olayların sebeplerini algılama bakımından 
farklılaşmaktadır (Rotter, 1966). Kişilerin, yaşadığı olayları nelerin kontrol ettiğine dair 
inancını ifade eden (Strauser vd., 2002) bu kavram; kişilerin yaşadıkları pekiştirmeleri, 
yani elde ettikleri sonuç veya ödülleri ya da başarı veya başarısızlık durumlarını nelere 
atfettikleriyle ilişkilidir. Yapılan bu atıflar kişilerin dışında, kader, şans veya dış güçler 
gibi faktörlerle ilişkilendirildiği gibi; kişilerin kendi tavır ve davranışlarının sonuçlarıyla 
da ilişkilendirilmektedir (Solmuş, 2004). 


Yapılan atıflar bakımından, bir pekiştirmenin veya sonucun kişinin kendi 
davranışlarına bağlı olmaması durumu; yani şansın, kaderin veya çevresel güçlerin bu 
süreçte rol oynadığının düşünülmesi dış kontrol odağı inancına işaret etmektedir. 
Davranışlarının ya da başlarına gelen olayların kendileri tarafından değil; daha çok dış 
güçler tarafından belirlendiğine inanan kişiler, bu inançlarının derecesine göre dış 
kontrol odaklı olarak tanımlanmaktadır (Rotter, 1990). Diğer yandan başına gelen olay 
ve durumları kendi davranışlarının bir sonucu olarak algılayan kişinin sahip olduğu 
inanç ise iç kontrol odaklılık olarak belirtilmektedir (Solmuş, 2004). İç kontrol odağına 
sahip kişiler, çevresel koşulları değiştirme konusunda daha fazla adım atmakta, 
yeteneklerine veya başarı ya da başarısızlıklarına daha fazla önem vermektedirler.


İç ve dış kontrol odağına sahip bireylerin iş ortamındaki davranışlarıyla ilgili en 
belirgin farklılıkların iş doyumu, işe bağlılık, motivasyon ve stres konularında ortaya 
çıkmaktadır. Birçok araştırma sonucunda, başarılı performansın nedenlerini
 kendisine yükleyen, yeterlilik ve yeteneklerine güvenen, sorunları çözmek için
karar alabilen ve gerekli adımları atabilen çalışanların, yani iç kontrol odaklı bireylerin, 
daha fazla iş doyumu, işe bağlılık ve motivasyon yaşadıkları görülmüştür
 (Andrisani ve Netsel, 1976; Spector, 1988; Solmuş, 2004).
Bu bağlamda yüksek motivasyon, bağlılık ve performansla ilişkili kontrol
odağı özelliği de girişimcilik süreçlerine etkisi olabilecek diğer bir faktör
olarak karşımıza çıkmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Popüler Yayınlar

Öne Çıkan Yayın

The Promised Land

 The Promised Land Ludvig Kahlen'in gerçek hikayesi... Bu hikayede kral adına bir koloni inşa etmek hedefiyle Danimarka fundalıklarını f...


"Başkalarının yoluna taş koyacağımıza, taş üstüne taş koyalım..."