Harvard Business Review yazarlarının uzmanlıklarına
dayanılarak hazırlanan Yöneticinin El Kitabı, hem klasik
makaleler hem de yeni fikir ve araştırmalardan elde edilen
temel kavramları ve en iyi uygulamaları içeriyor.
Kitapta
aşağıdaki 17 temel beceri özet şekilde sunuluyor:
1- Başarılı bir lider olmak için yeni beceriler ve zihin seti
geliştirmek
2- Ekibin güvenini daha ilk günden kazanmak
3- Başkalarının duygularını anlamak ve yönetmek
4- Şirketin stratejik misyonuyla uyumlu bir çalışma geliştirmek
5- Güven kazanmak için yöntemler geliştirmek
6- Hedef kitlenin dikkatini üzerinde toplamak
7- Zamanı iyi kullanmak ve stresten uzak durmak
8- Kendi mesleki hedeflerini başarmak için geleceği planlamak
9- Çalışanların sorumluluk bilincini artırmak ve delege etmek
10- Koçluk, performans değerlendirme ve geribildirim
yapabilmek
11- Kişisel gelişim hedefleri belirlemek
12- Üretkenlik odaklı, bireylerin birbiriyle sıkı dayanışma içinde
olduğu bir grup kültürü yaratmak
13- Ekiple bir araya gelip verimli fikir üretme toplantıları
düzenlemek
14- Doğru insanları işe alıp elinde tutmak
15- Ekibin kurumsal yapı içinde performansını artırmak
16- Temel finansal kavramlara hakim olmak
17- Mesleki becerilerle kişisel becerileri kullanarak şirkete yeni
fikirler sunmak.
yönetici mi
lider mi?
Yönetici olduğunuzda unvan ve sorumluluklarınızdan başka
şeyler de değişir. Kafanızdaki iş kavramı ve kimliğiniz de
evrim geçirir. Bir ekibin üyesi olarak çalıştığınız dönemde,
ekibe yapacağınız katkıya odaklanırsınız. Lider olarak
yapmanız gerekense son derece karmaşık bu yeni tabloda,
altınızdaki çalışanlara, potansiyellerini en iyi şekilde kullanma
noktasında yardımcı olmaktır.
Meslek hayatınızda yaşayabileceğiniz maceralar arasında en
soluk kesici olan budur. Ancak bu heyecan dolu macera
karşınıza yeni zorluklar da çıkarır çünkü yürüdüğünüz yeni bir
kulvardır. Sizi o güne kadar başarılı kılan bazı unsurlar artık
sizi daha ileri bir noktaya taşımaz. O nedenle bu süreci iyi
yorumlamak çok değerlidir.
Yöneticilik ve liderlik ayrımının çok farklı boyutlarıyla tartışılan
bir konu haline gelmesi, 1977'de Prof. Abraham Zaleznik’in
HBR’de yayımlanan “Yöneticiler ve Liderler: Aralarında Bir
Fark Var mı?” adlı makalesiyle birlikte olmuştur. Prof.
Zaleznik’e göre bilimsel işletmecilik teorisyenleri organizasyon
şemaları ve operasyonel işlerle uğraşırken büyük resmin
yarısını gözden kaçırıyordu. Resmin diğer yarısını vizyon,
insanların karmaşık doğası ve ilham faktörleri oluşturuyordu.
yönetici mi
lider mi?
HBS öğretim üyelerinden Prof. John Kotter ise yönetim için
“karmaşıklığa verilen tepki” tarifini yapacaktı. Bir işin
yapılmasını isteyen yönetici kontrol ve öngörülebilirlik
kavramlarına odaklanmalı, düzgün sonuç verecek süreçleri
organize etmeliydi. Öte yandan Kotter’e göre liderlik, üretmek
ve değişime uyum sağlamak demekti. Ona göre liderler,
yönetici kimlikleriyle gidermek istedikleri dengesizliklerde
fırsatları gören kişilerdi. Onlar için süreçlerden önce fikirler
gelirdi. Liderlik faaliyetleri, hedef belirleme, insanların uyumlu
çalışmasını sağlama ve onları motive etmeyi kapsıyordu.
Liderliğin sırrı nedir?
Liderliğin, zekâ, özgüven, vizyonerlik, etkili konuşma gibi
yaratılıştan gelen bir dizi özelliğe dayandığını ve cesaret,
karizma ve tutarlılık kavramlarının bileşimi olduğunu
düşünürüz. Tüm bu karakter özelliklerine sahip kişiler için
doğuştan lider ederiz. Ancak bilimin ilerlemesi ile insan
beyninin yapısı ve çalışma şeklinin de ortaya çıkmaya
başlamasıyla gördük ki sıraladığımız bu özellikler ne
doğuştan geliyor ne de değişmeden kalıyor. Bir başka
deyişle, belki ilkokuldayken hiçbir zaman sınıf başkanı
olmadınız ama bu durum liderlik teorisyenlerine göre ileride
başarılı bir lider olamayacağınız anlamına kesinlikle
gelmiyor.
Her kişi kendi liderlik tarzını yaratabilir ve zaman içinde
dönüştürebilir. Burada belirleyici olan kişinin mizacıdır.
Örneğin içe dönük biriyseniz, spontane sohbetlerden ziyade
yazmada daha başarılı olabilirsiniz.
HBR tarafından yayınlanan Yöneticinin El Kitabı, liderliğe dair
üç ana beceri üzerine odaklanıyor ve bunları inceleyerek
kişilerin güçlü ve gelişime açık yönlerini değerlendirebileceklerini ifade ediyor.
1-Entelektüel özellikler: Kişinin çalıştığı sektör ve şirketle
ilgili bilgiye sahip olması, kısa ve uzun vadeli hedefleri
dengeleyebilmesi, eksik veriler de olsa veya bir şeylerden
vazgeçmek de gerekse net kararlar alabilmesi ve belirsizlik
karşısında paniklemeden ekibi motive edebilmesi.
2- Sosyal duygular: Davranışlarının etkisini fark etmesi,
başkalarının kaygı ve hayallerini anlaması, pozitif ve tutarlı bir
yaklaşıma sahip olması ve verilen sözleri tutması.
3-Kurumsal boyut: Farklı mevki ve görevdeki kişilerle
işbirliğine açık olması, çevresine kulak verip onları ikna
edebilmesi, kilit oyuncuların nasıl düşündüğünü çözebilmesi,
standartları yükseltip vizyoner hedefler koyabilmesi.
doğru işleri yap
işleri doğru yap
Bir yöneticinin asıl görevi, yönettiği ekibi operasyonel
açıdan maksimum etkinlikle çalıştırabilmek ve işlerini doğru
yapmalarını sağlamaktır. Ancak yöneticilerin bir görevi daha
vardır ki o da doğru işlerin yapılmasını sağlamak, daha açık
bir ifadeyle, şirketin genel başarısında ekibin hangi rolü
oynayacağına dair stratejik kararlar almaktır.
Ekibin yapacağı katkıyı en üst düzeye çıkarmak
istiyorsanız, onların çalışmaları, şirket stratejisi ve şirketteki
diğer ekiplerin yaptıkları arasında uyumu sağlamalısınız.
Çalışanlarınız değişim konusundaki azim ve kararlılığınızı
gördüğünde size ve verdiğiniz kararlara duydukları güven
de derinleşecektir. Bu da sonuçta performanslarına çok
olumlu yansıyacaktır.
Çalışanların şirket stratejisini iyi anlamaları ve bu stratejiyi
desteklemelerinin kendi çıkarlarına olduğunu bilmelerini
sağlamanız çok önemlidir. İşte bunu sağlamak için üç ince
detay:
Doğru müttefikleri bulun
İnsanlar mesajı veren kişiyi kabul etmiyorsa mesajı da kabul
etmez. Herkesin görmek, dinlemek istediği o kişi siz
olmayabilirsiniz. Bunda bir sorun da yoktur. Sizin yapmanız
gereken, mesajı verecek doğru kişiyi bulmaktır. Güvenilir ve
yetkin olduğu düşünülen, değişime açık biri olarak uygun kişiyi
bulmak için araştırma yapın. Uygun kişiyi bulunca da kendi
denklerini ikna etmesi için onu ikna edin.
Tarafsızları sahanıza çekin
Kennedy School of Government’ta liderlik dersleri veren
Ronald Heifetz ile Marty Linksy şöyle diyor:
“Başarılı
olmanızda en büyük etken, ortada duran kimselerdir. Onları
saflarınıza çekmek için, onların başarılarını içtenlikle takdir
etmelisiniz.”
Ortada duran kimseler ile kastettikleri,
çabalarınıza direnç göstermeyen, itiraz etmeyen ancak
statüko içinde kendilerini rahat ve güvenli hisseden kişilerdir.
Veriler etrafında bir diyalog başlatın
Tek yönlü bilgi paylaşımı önemlidir ama gerçek bir uyum için
problemlerin yönetim ve ekiple değerlendirilmesi gerekir. Bu
amaçla, tüm grupların sorularını sorup fikir önerilerinde
bulunabileceği, verilerden yola çıkarak değerlendirme
yapacağınız sohbetler düzenleyebilirsiniz.
Kaynak:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder