A.Bilimsel Yönetim Yaklaşımı
Bilimsel Yönetim Yaklaşımı, Geleneksel Yönetim Kuramı içerisinde en çok dikkat çeken yaklaşımdır. Frederick Winslow Taylor (1856-1915) ve çalışma arkadaşları tarafından geliştirilmiş olup, Taylorizm olarak da bilinmektedir. Taylor, 1911 yılında, iş tasarım ve uygulamalarını bilimsel temelde düzenleme ve verimliliği artırmak için yaptığı çalışmalarını “Bilimsel Yönetim İlkeleri” adı altında kitaplaştırılmıştır. Bu kitapta açıklamış olduğu Bilimsel Yönetim akımının başlıca ilkeleri şu şekildedir[1]:
-Çalışanlar, iş
esnasında bilimsel ilkelere uymalıdır.
-Faaliyetler,
koordineli bir şekilde yürütülmelidir.
-Örgütsel amaçlarına
ulaşmak için yapılan çalışmalar bireysel değil, işbirliği ile yapılmalıdır.
-Örgüt, verimliliği
artırıcı yolları belirlemelidir.
-Yüksek verimlilik
sağlanması için örgüt çalışanları eğitilmelidir.
Bilimsel yönetimin
amaçları, verimsiz çalışma ve israfı ortadan kaldırma, personel ile yönetim
arasında işbirliğini artırarak fikir ayrılıklarını mümkün olduğunca elimine
etmektir. Bu yaklaşımın temel varsayımları şu şekilde sıralanabilir[2]:
-Üretim süreçleri,
bilimsel tespitlerle birimlere ayrılmalıdır.
-Her faaliyet için
standart bir süre belirlenerek, bitiş zamanı öngörülebilmelidir.
-Standartları uygulayabilmek
için, çalışanlara eğitim verilmelidir.
-Personelin yeni
çalışma yöntemlerini benimsemesi sağlanmalıdır.
Hodgetts[3],
“Taylor: Canlı, iyi ve 21. yüzyıl için hazır” başlıklı makalesinde, günümüzde
uygulanan kalite çalışmalarının temelinde, Taylor’un 4 temel prensibinin olduğunu
iddia etmektedir. Taylor’un çalışmalarının, yaşadığı döneme göre
değerlendirilmesi gerektiğini, Toplam Kalite Yönetimi felsefesindeki
çalışanları eğiterek kurum kültürünü kazandırma, ödüllendirme, yönetim ve
çalışan ilişkisini belirleme gibi ilkelerin, Taylor’dan gelen ilkeler olduğunu ileri
sürmektedir. Aynı makalede, çalışanlarla yönetim arasında işbirliği ve
koordinasyonun da bulunduğu kalite uygulamalarının Taylor’dan geldiği,
tavsiyelerinin geçerliliğini sürdürdüğü ve günümüzdeki kalite uygulamalarında
payı olduğu belirtilmektedir.
Yaşadığı dönemdeki
yönetim anlayışına büyük katkıları olan Taylor’un ilkeleri, bilimsel yaklaşımla
çalışmaların ve standartların belirlenmesi gibi hususlar, günümüzdeki kalite
anlayışı ile örtüştüğünden dolayı, Hodgetts’i haklı çıkarmaktadır.
Deming ile Taylor’un
kalite anlayışları kıyaslandığında; verimlilik, yönetimin sorumluluğu ve rolü,
ekip çalışması, yönetim ile çalışanların işbirliği, iş gücünün onurlandırılması,
teori ve bilginin önemi gibi konularda aynı düşünceye sahip oldukları tespit
edilmiştir. 20. yüzyıl başlarında tespitleri ile yönetim anlayışını etkileyen
Taylor ile 20. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan Deming arasında dikkate değer
benzerlikler bulunmaktadır[4]
Taylor döneminde,
üretim ve verimlilik konularına ağırlık verilirken, denetim ve kalite
çalışmalarına formal olarak yaklaşılmıştır. Merkezi denetim bölümlerinin
kurulması ile yönetici konumundaki denetleyiciler, planlama ve denetim alanında
sorumluluk almıştır. Daha sonra, kalite denetimlerini mühendisler yapmaya
başlamıştır. Kalite kontrol departmanının yükselişe geçtiği bu dönemde,
kullanıma uygunluk, uyumluluk, kalitenin planlama ve koordinasyonu, sonuçları
devam ettirme, denetim, sorunları tahmin, kalite fonksiyonlarını danışma gibi
konularda faaliyet gösterilmiştir[5].
[1] Şimşek, s. 43.
[2] Genç, s. 56-57.
[3] Hodgetts, R. M., Greenwood,R.,
(1995), Alive and Well and Ready for the 21st Century, Academy of Management
Best Papers Proceedings, P.218
[4] Dalrymple, D.F., (2000), ‘From F
Winslow Taylor to W Edwards Deming – over a century of progress?’, Proceedings
of the 1st International Research Conference on Organisational Excellence in
the Third Millenium, Colorado State University, Fort Collins Estes Park, 6-9
August 2000.
[5] Juran, J.M., (1973), The System
and Quality Control, Selected Papers No: 15, TPOK/Juran Institute.
İÇİNDEKİLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder