II.NEOKLASİK YÖNETİMDE KALİTE BOYUTLARI
1929 yılında gerçekleşen Büyük Buhran ile birlikte işletmelerde Klasik Yönetim Kuramı’nın “rasyonellik”, “etkinlik” ve “düzen” gibi kavramları yeterli görülmemeye başlanmıştır. Hawthorne araştırmalarının sonuçlarının açıklanması ile birlikte yeni bir kuram (İnsan İlişkileri Kuramı) ortaya çıkmıştır. Personelin informel ortamlarda çalışmaları gözlemlenmiş, örgütleri hakkındaki düşünceleri dinlenmiştir. Çalışmaların sonucunda, Geleneksel Yönetim Kuramı’na insan ilişkileri boyutu kazandırılmıştır[1].
K. Lewin, Elton Mayo,
W.L. Warner, Tawistock Ensitüsü, Douglas McGregor, V. Homans, Chris Argrys,
Rensis Likert gibi kişi ve kurumlar tarafından yapılan araştırmalar ile
şekillenen İnsan İlişkileri (Neoklasik)Yaklaşımı, örgütsel faaliyetlerde
insanın sosyal yönüne ağırlık vermiştir. Homans’ın tespitlerinde görüleceği
gibi, çalışmaların etkileşiminde insani boyut dikkat çekmektedir[2]:
Şekil 2. Homans’ın İnsan Grubu Yaklaşım Öğeleri ve
Biçimsel Olmayan Grubun Oluşumundaki Etkileşim
Kaynak: Eren, E., Yönetim ve Organizasyon, Küre
Ajans, İstanbul, 1991.
İnsan İlişkileri
Kuramcıları için, iletişim yalnızca bir araç değildir. Çalışanların iş tatmini
ve motivasyonunu önemli bir ölçüde etkileyen ve verimliliği artıran bir
unsurdur[3].
Bu kuram, çalışanlara nasıl davranılması
gerektiği konusunda bir rehber niteliği taşımıştır. Bu niteliği ile birlikte, çağdaş
örgüt kuramlarına geçişte, önemli rol oynamıştır[4].
İÇİNDEKİLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder